7 Haziran sonrası Ak Parti için söylenen en önemli tespis, Ak partinin özünden ayrıldığı, yola çıkılılanların yoldan alınanlara tercih edilmesi idi. Ben hala bunun değişmediğini düşünüyorum. Sadece 3 dönemini tamamlamış ve aday gösterilmemiş vekilleri yeniden aday göstermek bu işin çözümü değildir. Partiyi kuran, emek veren ama sonra başka insanların partiye gelmesi ile bir şekilde kenara itilen gerçek partilileri unutmamak lazım. İşte onlar gerçek Ak partilidir. Ak Partinin kurulduğu zamanlarda partiye üye yapmak için kapı kapı dolaşan, insanlardan her türlü saldırıyı, hakareti işiten insanlar, partinin iktidara gelmesinden sonra adeta akına uğramış, Ak parti kurulurken, eylemlerini, yöneticiliği, yaptığı icraatları çok eleştirilen ve bu yüzden ak partiyi kuran kişiler tarafından eleştirilen kişiler partiyi istila etmişlerdir.  Partiye emek veren bir çok insan bu durum sonrasında parti hizmetinden ve yönetiminden sessiz sedasız ayrılmış, ancak partiye oy vermeye ve sempati duymaya devam etmişlerdir.

 

7 Haziran seçimlerinde görüldü ki bu insanlar artık geriye baktıklarından Ak Partideki değişimi çok net görmüşlerdir. Bütün partinin değiştiğini söylemek akıl tutulması olur ancak,  Parti kurulurken herkesi kucaklayan, herkese sevgi gösteren görüşü farklı bile olsa sempati duyulan insanlar gitti, asıp kesen, burnu havada, insanların telefonlarına dahi çıkmayan, güç bizde biz ne dersek o olur diyen bir çok insan teşkilatların başına geçmiştir.

 

Göreceksiniz Ak partiyi ilk terkeden bu koltuk sevdalısı, halka tepeden bakan insanlar terk edecektir. Tarih bunuda yazacaktır. Ancak kuruluşunda bir çok sevilen ve sayılan insanın çok emek verdiği parti bugün bazı kesimlerin eline geçmek üzeredir. Geçen gün çok sevdiğim bir dostumun yanındaydım. Öyle bir şey söylediki bütün yazdıklarımı özetliyor sanki; Ak Partinin kurucularındanım. Kurulurken yaptığımız toplantılarda, parti tüzüğünde, parti büyüklerimizin söylediklerinden o kadar uaklaşmış bir parti görüyorum ki, Ak Parti adayı yada parti yöneticilerinin bazılarını gördüğümde benim Ak Partimi bunlar mı temsil ediyor. Bunlarla benim hiç bir ortak yanım olamaz demekten kendimi alamıyorum'' diyordu.  Gerçekten durup düşünülücek çok önemli bir tespit bu.

 

Ak Parit içindeki Gerçek Ak Partililerle AKP'lilerin içten içe bir sıkıntılı çatışması yaşanıyor.  Gerçek AK Partilileri AKP'liler dışlıyor yada dışlamak istiyor. Ancak oy aldıkları kesimin gerçek Ak Partililer olduğunu görünce geri adım atıyorlar. Bütün bunlardan en üst kadronun haberi varmı bilmiyorum ama gelecek yıllarda Ak partinin en önemli sorunu bu olacak. Yani her Türk devletini çöküşü gibi içten olacaktır. Bu benim düşüncemdir. Ak partili üst yöneticiler, gerek kurucular, sonradan adapte olanlar değilde, gerçek emekçiler, gerçek kurucular hem bu dışlananlara sahip çıkmalı, hemde gelmekte olan bu felekate önlem almalıdırlar.

 

Belkide şunu açıkça söylemem gerekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana olan sevgilerinden dolayı parti içerisindeki bu kişilere saygı gösteriyorlar. Gerçek Ak Partililer mesela 4 bakanın yüce divana gitmesini isterlerdi. Yolsuzluk yaptıkları yada yapmadıkları için değil, vicdanlarda AK'lanmaları isterdi. Çünkü partilerinin adı Ak Partidir. En hassas konu yolsuzluklara olan hassasiyetleridir. Yani hata yapan kim olursa olsun hatasının cezasını çekmelidir. Yada hata yapmamışsa aklanlamıdır. Bizden olan hata yapmaz ilkesi doğru bir yaklaşım değildir.

 

 

Bir kaç sözümde Ak Parti yönetimine ve seçim programını yapanlara olsun. 7 Haziran seçimlerinden önce muhalefet partilerinin vermiş olduğu vaatler ile alay eden bakanlar, milletvekilleri, parti yöneticileri, şimdi nedense aynı vaatleri kendileri vermeye başladı. Bu tutum doğru değil işte. Seçimden önce kaynak nerede diyen sayın Maliye bakanı sanırım 13 yılda bulunamayan kaynağı, 2 ayda bulmuş olacak ki, Ak Parti bütün kesimi kapsayan ekonomik vaatlerini sıralıyor. Yani bol kepçeden dağıtıyor.

 

 Benim tezim Ak Partinin 7 haziran seçimlerinden önce yapmış olduğu araştırmalarda muhalefetin oylarını artması sonucu bu vaatleri kendilerininde sıralaması ve uygulamaya koymasıydı. İşte o zaman Ak Parti belkide aradığı o 2 puanı alıp şuanda tek başına iktidar olurdu.

 

Benden söylemesi...