İzmir Saat Kulesi Epilepsi İçin Mor Renkle Işıklandırılacak İzmir Saat Kulesi Epilepsi İçin Mor Renkle Işıklandırılacak
 Gelsinler bana, İzmir’de nasıl sevileceklerini, İzmir’de nasıl başarılı olacaklarını, oylarını nasıl artıracaklarını söyleyeyim. Oyları yüzde 36.5’tan yüzde 26’ya düşmesin. İzmir’e hizmet etsinler, İzmir’i sevsinler, İzmirli’yi sevsinler, rencide etmesinler. Seçim atmosferinde 1000 proje, 1500 projeyle uçtu gitti. Bunlar yanlış şeyler. İzmirli’nin problemini çözmek, İzmirli’ye şaşı bakmamak, İzmirli’ye sahip çıkmak, İzmirli’nin arkasında durmak gerekir” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kanal 35 Televizyonu’nda canlı yayınlanan programda, Özgür Hancıoğlu’nun siyaset ve kent gündemine ilişkin sorularını yanıtladı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İzmir stratejisini “küçük siyaset” ve “çamur at izi kalsın politikası” olarak özetleyen Başkan Kocaoğlu, “13 senedir bunu yapıyorsunuz ama oylarınız yokuş aşağı gidiyor. Gelsinler bana, İzmir’de nasıl sevileceklerini, İzmir’de nasıl başarılı olacaklarını iki cümleyle anlatayım. Yardımcı olayım. Gelsinler, İzmir’de nasıl oylarını artıracaklarını söyleyeyim. Oyları yüzde 36.5’tan yüzde 26’ya düşmesin. İzmir’e hizmet etsinler, İzmir’i sevsinler, İzmirli’yi sevsinler, bazı kelimelerle rencide etmesinler. Seçim atmosferinde 1000 proje, 1500 projeyle uçtu gitti. Bunlar yanlış şeyler. İzmirli’nin problemini çözmek, İzmirli’ye şaşı bakmamak, İzmirli’ye sahip çıkmak, İzmirli’nin arkasında durmak gerekir” diye konuştu.

Ekonomi ve dış politika tıkandı
Türkiye’de genel seçim sonrası oluşan siyasi tabloyu yorumlayan ve beklentilerini anlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Adalet Kalkınma Parti’sinde 13 senelik iktidarın getirdiği yorgunluk var. Yıpranmışlıklar var. Bu yıpranmışlık sadece ülke içerisinde olsa bir şekilde tolere edilir. Ama dış siyasette, daha doğrusu dış politikada da  bir yıpranmışlık var. Bunda en büyük örnek Suriye’dir. Ayrıca ekonomide bir tıkanma var. 2015 yılı seçim sürecine gelinceye kadar üretimden bahsedilmeyen, daha doğrusu üretimin artışına yönelik bir ekonomik modele geçilmemesinin getirdiği, sıcak para ilişkiyle dönen bir çark var. Sıcak parayla döner, bir müddet gider ama nereye kadar? Mutlaka reel ekonominin, üretimin büyümesi gerekiyor. Üretimden kastımız sadece mal üretmek değil; işin içinde sanat üretmek de, turizm sektöründe niteliği artırmak da, hizmet sektöründe büyümek de var” dedi.

3 partili koalisyon 
Başkan Kocaoğlu, koalisyon senaryolarına ilişkin soruyu “Cumhuriyet Halk Partisi şu anda dünya kamuoyunda, siyasi çevrelerde, dış politikada  ve finans çevrelerinde yıpranmadığı için, bana göre AKP’ye göre güvenilir durumda. 
Gönlümden ne geçiyor öğrenmek isterseniz, 3 partili koalisyonun daha güçlü olacağına inanıyorum” şeklinde yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “AKP ile CHP arasında kurulacak bir koalisyon sağlıklı sürdürülebilir mi?” sorusu üzerine de şunları söyledi:  “Samimiyet varsa, güven tesis edilmişse bütün sorunlar ve işler halledilir. Önemli olan samimi olmak. Her iki taraf için de söylüyorum. Önemli olan birbirine güvenmektir.
İş aleminin, dünya finans çevrelerinin, uluslararası politika arenasının size itimat etmesi, güvenmesi gerekmektedir. Bunu sağladığınız müddetçe, zaten ekonomi de iyileşir. Bütün mesele sinerji yaratmaktan geçer. Sinerjiyi de en iyi güven ortamında sağlarsınız.  Bu 4 sene kader birliği yapıp, ‘ülkenin geleceği, çocuklarımızın geleceği için elimizi taşın altına koyuyoruz, samimi olarak çalışacağız’ derlerse, birçok problemi tek parti iktidarından daha rahat aşabilirler.
Şu anda mesela bir CHP-AKP koalisyonu yüzde 65-66’ya hükmediyor. Buna MHP’yi eklediğinizde yüzde 82-83’ü buluyor. Böyle güçlü bir koalisyon birçok radikal kararı alabilir.
Özetle halk seçimin sonucu olarak demiştir ki;  ‘Tek parti iktidarından yoruldum. Tek parti iktidarı da yoruldu, ülke de yoruldu, belli sorunlar yaşandı, biz bunları gördük, bunu demokrasi içerisinde çözmek istiyoruz. Bunun için de böyle bir tabloyu sizin önünüze koyduk, siz de oturun şapkanızı önünüze alın ve bu ülkeyi yönetin, bu ülkeyi kalkındırın, bizim lokmamızı büyütün, iş sağlayın, aş sağlayın’”

“Yeni hükümetten tek bir talebim var..”
Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmir ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yeni hükümetten beklentilerini ise şöyle özetledi: “Ben Büyükşehir Belediyesi olarak ne bir kredi, ne bir ayrıcalık, hiçbir şey istemiyorum. Sadece herkes tarafından genel kabul gören, kentin bütün yaşayanlarının talep ettiği projelerin bakanlıklardaki, Bakanlar Kurulu’nda ve Yüksek Planlama’yla ilgili izin süreçlerinin hakkaniyetle, adil olarak, halının altına süpürülmeden, samimiyetle verilmesini istiyorum. Zaten yapamayacağım, finansmanını sağlayamayacağım hayali yatırımların peşinde olmadım. Şu anda da Türkiye’nin finansman olarak en güçlü kurumlarından bir tanesini, belki de birincisini yönetiyoruz. 11 sene bu noktaya taşıdık. Bizim istediğimiz, sadece haklı ve gecikmiş haklarımızı almaktır.”

Gelsinler anlatayım
Başkan Aziz Kocaoğlu,  Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir yöneticilerinin sıkça tekrarladığı eleştiriler konusunda da şunları söyledi: “Ta eski İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’tan bu yana Harmandalı’ya gider, fotoğraf çektirirler. Ama 10 senedir katı atık bertaraf tesisinin yeri konusunda kendi partileri, yani AKP yer konusunda devamlı problem çıkartıp engellerken, il başkanlarının sadece ve sadece küçük siyaset, çamur at izi kalsın politikasıyla bunları söylemesi enteresan. 13 senedir bunu yapıyorsunuz ama oylarınız yokuş aşağı gidiyor. Bu nasıl bir politikadır? Gelsinler bana, İzmir’de nasıl sevileceklerini, İzmir’de nasıl başarılı olacaklarını iki cümleyle anlatayım. Yardımcı olayım. Binali Bey bugün İzmir’de diğerlerine göre seviliyorsa, bunda katkım vardır. Birlikte gerçekleştirdiğimiz Aliağa-Menderes Projesi’nden dolayı bangır bangır teşekkür etmişimdir. Gelsinler, İzmir’de nasıl oylarını artıracaklarını söyleyeyim. Oyları yüzde 36.5’tan yüzde 26’ya düşmesin. İzmir’e hizmet etsinler, İzmir’i sevsinler, İzmirli’yi sevsinler; İzmirli’yi bazı kelimelerle rencide etmesinler” diye konuştu.
AKP İl Başkanı’nın, Körfez Projesi’ni samimiyetle ve iyi niyetle takip etmesi gerektiğini söyleyen Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti: “ÇED sürecini çözer, destek olur. Katı atık bertaraf tesisinin yeri, evrakları hazırlandı ,ÇED süreci başladı; burada destek olur. Bakanımız Veysel Eroğlu’nun Körfez Projesi ile yakından uzaktan alakası yok. Seçim öncesinde geldi, ‘Çalışma başlattım, talimat verdim müsteşarıma, körfezi ben kurtaracağım’ dedi. Ne talimatı verdin, nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Bunun ihalesi yapılmış, sorsan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a sana iki cümlede söyleyecek. Devlet Demiryolları’nı arasan, zaten işi ortak yapıyoruz; sana söyleyecek orada ne yapılıp yapılmayacağını.. Her şeyin tamam olduğunu, sadece ÇED sürecinde destek olman gerektiğini anlatacak. Bitmiş işin projesi mi olur? Seçim atmosferinde 1000 proje, 1500 projeyle uçtu gitti. Bunlar yanlış şeyler. İzmirli’yi sevmek, İzmirli’nin problemini çözmek, İzmirli’ye şaşı bakmamak, İzmirli’ye sahip çıkmak, İzmirli’nin arkasında durmak gerekir”. 

Derin tünel önerisi
Körfez’e tüp geçit konusuna da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı, projeye olumsuz yaklaşmadıklarını, kentliyle birlikte, aklı ve bilimi kullanarak projenin masaya yatırılarak karar verilmesi gerektiğini hatırlattı. Projeyi görmeleri gerektiğinin altını bir kez daha çizen Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi:
“Bana göre tüp geçit olmasında fayda var. ‘Bunun oradan şu kadar kilometre doldurdum; oradan karadan,  buradan havadan geldim’ olmaması gerekir. İki taraftaki doğal sit alanlarının da alttan tüp geçitle geçmesi gerekir. Bunun derinliğinin minimum 20 metre olması gerekir. Bu liman 16 metreye kadar kazılacak. Derin tünelle yapılırsa, bu işe benim hiçbir itirazım yok, bunu da çıkar savunurum. Ama ‘oraya kadar ada yaptım, buraya kadar yol yaptım’ olmaz.  Ben sirkülasyonu hızlandırmaya çalışıyorum, siz gelip sirkülasyonu kısıtlayacak bir şey yaparsanız, buna kentli de karşı çıkar, bilim de karşı çıkar. Körfez’in temizlenmesi için sirkülasyon kanalı açmak istiyoruz. 2 yılı aşkın süredir Körfez Projesi ÇED onayı bekliyor. İki proje aynı anda değerlendirilmelidir.”

Editör: TE Bilişim