Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi tarafından organize edilen konferansa, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar, proje ekibi, akademisyen ve öğrenciler katıldı. Proje, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fisun Şenuzun Aykar’ın koordinatörlüğünde yürütülüyor.
Etkinliğin açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Görev başladığım günden bu yana ortak aklı bularak, örnek projelerle, birbirinden önemli işlere imza atmak için çalışıyoruz. Bundan sonrada üniversitemizi araştırma üniversiteleri arasına katmak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ege Üniversitesi olarak ilk hedeflerimizden birisi, üniversitemizi araştırma üniversiteleri arasına katmaktır. Daha sonra uluslararası arenada üniversitemizi hak ettiği yere getirmektir. Bu bağlamda Ülkemizde, Avrupa Birliği ve San-Tez gibi projelerin geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atılmaktadır. Üniversitemizde de, bu alan ile ilgili önemli ve nitelikli bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Üniversitemizde 2002 yılından itibaren 115 Avrupa Birliği projesi tamamlanmıştır. Şu an üniversitemizde devam eden 6 Erasmus Plus AB projesi bulunmaktadır. Bu proje devam eden AB projeleri içinde “ Sağlık Alanı” ile ilgili tek projedir” dedi.
Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Türkiye, Belçika, İspanya, Polonya ve Portekiz’in paydaş olduğu proje ile hemşirelik eğitimi için, AB Ülkeleri arasında klinik rehberlerin eğitim standardizasyonun sağlanması hedeflenmiştir. Klinik mentörler yetiştirilmiştir. Mentör, öğrenci ve hemşirelerin klinikte birlikte uygulama yapmaları sağlanmıştır. Dileğim fakültemizde şu an kayıtlı olan 1714 hemşirelik öğrencisinin de bu uygulamadan faydalanması ve yeni AB Projelerinin üretilmesidir” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan ise “Ülkemizde genç zihinler inanılmaz bir kaynak. İnsanların zihinleri her an çalışıyor durumda. Bunların her birinin tercüme edilmesi gerekiyor. Bilgi yoğunluğumuza baktığımızda bilgi bir okyanus ise biz okyanusta ayaklarımızı ıslatan bir kişi konumundayız. Beyin içeride kapalı bir kutu. Hiçbir şey ile fiziksel teması bulunmayan, ışığın ulaşmadığı ama duyularımızdan sürekli bilgi alan bir konumda. Her saniye beynimize veri akmaktadır. Bütün hayallerimiz, korkularımız beyindeki bu havuzdan yararlanır. Ona ne kadar dokunabilirsek kendimizin de o kadar farkında oluyoruz. Dolayısıyla dünyada bu anlamda yapılan deneylere de baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki beynimiz duyusal olarak önemli olmayan şeyleri öğrenemez” diye konuştu .
Editör: TE Bilişim
