''Yerel Yönetimde İzmir'in Hizmete İhtiyacı Var'' ''Yerel Yönetimde İzmir'in Hizmete İhtiyacı Var''
 Destici, partisinin 6. Olağanüstü Büyük Kurultayı’nda 344 delegeden 340 delegenin oyunu alarak genel başkanlığa seçildi. 
TES-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen kurultayda Destici, ‘Dik dur eğilme, Alperenler seninle’ sloganlarıyla kürsüye çıktı.
Destici, yaptığı konuşmada, Tahsin Şahinkaya’nın ölmesine rağmen, askeri darbeden 35 sene geçmesine rağmen hâla Türkiye'nin darbe Anayasası ile yönetilmeye devam ettiğine dikkat çekerek, “33 yıldır Türkiye’yi yöneten sivil hükümetlere, siyasete bu ayıp yeter artar bile” dedi.
Seçim kanununu değerlendiren Destici, “Eğer sizinle ilgili barajı aşamıyor algısı oluşturuluyorsa, o barajı geçmek çok daha zor hale geliyor. Seçime başladığınız noktada dahi seçimi bitirmeniz mümkün olmuyor. Biz seçimden önce yaptığımız kamuoyu araştırmalarımızın hepsinde milli ittifakın baraja yakın olduğunu gördük. Gerçek olan saha çalışmalarını anket firmalarını tarih vererek, isim vererek bunları paylaştık. Adaletsiz bir seçim sistemi ile seçime giriliyor” şeklinde konuştu.
Srebrenitsa katliamının yıldönümü olduğunu hatırlatan Destici, şunları söyledi: 
“Batı Avrupa’nın göbeğinde, 20 yıl önce sırf Müslüman oldukları için on binlerce Boşnak kardeşimiz hunharca katledildi, soykırıma tabi tutuldu. Bütün bunlar hür dünyanın, batının emperyalist, küresel güçlerin gözleri önünde oldu. Bir vahşet gerçekleştirildi. Biliyorsunuz, Birleşmiş Milletlerin Hollanda gücü askerlerinin gözü önünde bu katliam gerçekleşti. Avrupa tarihi bu vahşetle dolu bir tarih. Ama 21. yüzyılda bize ve bütün dünyaya insanlık ve demokrasi dersi vermeye kalkan Avrupa, maalesef 20 sene önce burada büyük bir insanlık suçuna ortaklık etti. 20 yıl geçmesine rağmen bunun Birleşmiş Milletler’de soykırım olarak tanınmaması ve soykırımı gerçekleştirenlerin hak ettikleri ağır cezalarla karşılaşmamaları, Sırbistan’ın devlet olarak bunun bedelini ödememesi Avrupa’nın iki yüzlülüğünün bir sonucudur.”

DIŞİŞLERİ BUNUN HESABINI VERMELİ
Doğu Türkistan’da Türklere uygulanan kötü muamele ile ilgili olarak Destici, sözlerine şöyle devam etti: “Her Ramazan ayında oruç tutmaları yasak hale getiriliyor, camiler yasak hale getiriliyor, kadınların başlarını örtmeleri yasak hale getiriliyor. Uygurlar, komşu ülkelere kaçarak oranın üzerinden Türkiye’ye sığınmaya çalışıyorlar. Türkiye’den sorulan hesap Çin’den sorulmuyor. Çin büyük müttefik. G8 üyesi, batının hayat damarlarından bir tanesi." 
Türkiye’yi yönetenlerin gaflet içerisinde olduklarını anlatan Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: Tayland hükümeti ‘son dönemde bize 400’ün üzerinde sığınan olmuştur. Bunların 200’den fazlası Türkiye’de adres belirtti. Türkiye onlarla ilgili bize akrabalık ilişkisi bildirdi. Onları Türkiye’ye gönderdik ama diğerleri için yapılmadığı için Çin’e gönderdik’ dedi. Eğer durum böyleyse, ben kendi hükümetimin, devletimin, Dışişleri Bakanlığımızın açıklamalarına itibar etmek istiyorum. Tayland’ın dediği gibiyse, başta Dışişleri bunun hesabını vermelidir.” 

ÖNCE IŞİD GELİYOR SONRA ABD VURUYOR SONRA PYD YERLEŞİYOR
Suriye konusuna değinen Destici, iktidarın Suriye olaylarında katkısı olduğunu iddia ederek şunları dedi:
“Esad’a karşı çıkmak başka, Esad’ın zalimliği başka. Biz onları dostken de uyardık; zalimden dost olmaz. Bundan hayır gelmez. O zaman bizi dinlemediler. Sonra Esad’ı devirmek için batının oyununa geldiler. Clinton ve İngiltere’nin oyununa geldiler ve onlarla birlikte kısa bir sürede Esad ve rejimini Suriye’den gönderebileceklerini düşündüler. Uluslararası kamuoyu ve güçlerle birlikte muhalifler desteklendi. Sadece içeri alıp beslemekle olmuyor. Politikalarının arkasında sonuna kadar duramadılar. Orada batının, İngiltere’nin, İsrail’in derdi Esad’ı gönderip, Suriye’yi özgürleştirmek, demokrasi getirmek değil. Siz bunların Afganistan’a, Afrika’ya, Irak’a nasıl demokrasi getirdiğini görmediniz mi? Bunlar bize ibret olarak yetmedi mi. Asıl amaç Suriye’yi bölmek, Irak’ı bölmek, orada bir PKK devleti kurmaktır.” 
Hükümetin başlattığı çözüm sürecini eleştiren Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Çözüm süreci PKK’yı rahatlatmadır. PKK, güçlerini Kandil’den, Türkiye içerisinden Suriye’nin kuzeyine göndererek orada PKK’nın, PYD’nin devletleşmesi için bir süreç başladı. Türkiye’de, Kandil’de olan teröristlerin önemli bir kısmı Suriye’nin kuzeyinde. IŞİD’i bir mayın eşeği gibi kullanıyorlar. IŞİD emperyalist, küresel güçlerin bir maşası. Onların kurduğu Suriye, Irak, Büyük Ortadoğu Projesinde bir maşa. Önce o geliyor Arap veya Türkmen bölgesini işgal ediyor, sonra PYD geliyor. Amerika havadan vuruyor. Bütün bu proje yürürken, Cumhurbaşkanı ‘Suriye’nin kuzeyinde PYD devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz ‘ demiştir. Aynı sözlerin Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanlığı döneminde Irak için kullandı. Barzani kırmızı halılarla karşılandı. Fiili müdahale etmesi lazım." 
Türkiye'nin ikinci kez büyük bir bataklığa çekilmek istendiğini anlatan Destici, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye Suriye’deki ilerleyişi durdurabilir. Karşı çıktığı tezi yok edebilir. Orada bizim birinci derecede sahiplenebileceğimiz, hiçbir uluslar arası gücün biz sahiplendiğimizde sahiplenemezsiniz diyemeyeceği bir kitle var. Türkmen varlığı bizim için birinci derecede önemli. Uluslararası müdahale bakımından onların hakkını koruma hakkımız vardır. Biz onların garantörüyüz. Türkiye içeriye girmeden, üslerimizin menzili 50 kilometre, nasıl Amerika PYD’nin önünü açıyorsa, bizde orada Türkmenlerin önünü açarız ve ‘Benim sınırım burasıdır. Burayı geçeni vururum‘ deriz.” 
Destici, bu millete ne olduğunu anlayamadığını belirterek "MHP-AKP ile koalisyon yaparsa, oyu düşer mi? Oy kaybeder mi? CHP girerse ne olur?’ Hepsi koalisyon için can atıyor" ifadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilişim