İZMİR HABER

Ekrem Demirtaş Projelerini Açıkladı

İzmir Ticaret Odası’nda (İTO) 6 Mayıs Pazartesi günü gerçekleşecek seçimler öncesi basın toplantısı düzenleyen İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, dört yıl yürüttüğü ve halen süren başkanlık dönemini anlatarak, gelecek projelerini açıkladı.

50 bin üyenin, 76 komitede, 175 meclis üyesini seçeceği İzmir Ticaret Odası'nda (İTO) yapılacak seçimler öncesinde, Kordon'da basın mensuplarıyla sabah kahvaltısında bir araya gelen İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir’in Antalya ve Denizli gibi projelerde birlik olmasının kente çok şey kazandıracağını söyledi.
Konuşmasında kruvaziyer turizmi, şehir ve sağlık turizmi, EXPO ve kentsel dönüşüm temalarına ağırlık veren ve bu konularla ilgili görüş ve projelerini açıklayan Demirtaş, 21 yıldır başkanlık görevini yürüttüğü için kendisini ‘tek adam’lıkla suçlayan rakiplerine de cevap verdi:
“Tek başına olan bir adam hiçbir şey yapamaz. Oysa İTO dünya ölçeğinde bir ticaret odası. 76 komitenin hepsinin sorununu bilecek ve çözüm üreteceksin. Çok seslilik güzel ama çok sesli koro da yönetmiyoruz burada.”

"BİRBİRİMİZİ ELEŞTİRECEĞİMİZE ÖNÜMÜZE BAKSAK"
“İzmir'de ne yapsak az. İzmir o kadar değerli elmas bir taş ki, küçük yontuşlarla İzmir'de harikalar yaratabiliriz. Birbirimizi eleştireceğimize, çekiştireceğimize biraz önümüze baksak, hepimiz küçük katkılar koysak, İzmir daha kısa sürede hedeflerine varır. Umarım bu işbirliği geleneği başka kentlerde var. Antalya'ya büyük bir tanınırlık getirdi, ya da Denizli... Biz de bir birliktelik ruhunu yakalasak daha kolay hedefe ulaşırız. Ama İzmir'in de bir özelliği var; bu da bizim havamız” diyen Demirtaş, birlikte hareket etme çağrısında bulundu.
Demirtaş, odacılığın meslek haline getirildiği yönündeki eleştirilere ise şöyle yanıt verdi: “Eleştiriler var. Ben de zaman zaman böyle bir hisse kapılıyorum ancak ben çalışmaya saat 7.00'de, bazen 5.00'de başlıyorum. Benim hem sanayici yönüm var hem ticaret yönüm var. İthalat-ihracat da yapıyorum. İlgilenmem gereken bir üniversitemiz var. Bir organize sanayi bölgemiz var. Tüm bunlar ortadayken odacılığı meslek haline getirdiğimizi söylemek büyük yanlıştır. Tabii ki ben de çoğunlukla bu tip eleştirilere gülüp geçiyorum. Bu sadece karşımızdaki adayların söylemleri değil, başka bir eleştiri getiremeyen kişilerin her dönem dile getirdiği şeylerdir. Farklı hiçbir şey söyleyemiyorlar.”
Pazartesi gerçekleşecek seçimlerin ardından yeni dönemin şekilleneceğini belirten Ekrem Demirtaş, seçimlerde renklerini ‘turkuaz mavisi’ olarak belirlediklerini ancak bazı rakiplerinin kendi renklerini taklit ettikleri uyarısında da bulunarak, oy kullanacaklardan dikkatli olmalarını isteyen Demirtaş, “Yeni dönemin nasıl şekilleneceği Pazartesi günkü seçimlerin ardından belli olacak. Arkadaşlarımız iyi bir çalışma yaptılar. Seçimlerde rengimizi Turkuaz mavisi olarak belirledik. Bu renk Ege kıyılarının rengidir, sakinliğin, huzurun rengidir. Biz de sinir ve stresle iş yapan insanlar değiliz. Bize destek olacak arkadaşlarımızın oylarını bu renkle kullanmalarını istiyoruz. Ancak taklitten başka yapabileceği bir iş olmayan insanlar rengimizi de taklit ettiler. Tabii ki rengi sahiplenmemiz söz konusu olamaz ancak yapılan etik bir şey değildir. Bu sebeple oy kullanacak olanlara da taklitlerimizden sakınmalarını öneriyoruz. Zaten sandık başında arkadaşlarımız gerekli bilgilendirmeleri yapacaklardır” ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümün İzmir için hayati önem taşıdığına değinen İTO Başkanı Demirtaş, İzmir’in planlamasının yanlış ve eksik olduğunu söyledi.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN DE HAZIRIZ"
Dönüşümün kısa sürede bitebileceğini ya da uzun yıllar sürebileceğini, varoşlardaki sağlıksız yapıların vatandaşların değil arsa üretemeyen ve planlama yapmayan yöneticilerin suçu olduğunu anlatan Demirtaş, dönüşüme katkı sunmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Demirtaş, şöyle konuştu: “Kentsel dönüşüm de çok önemli. 3-5 yılda da bitebilir 15 yılda da ama uzun vadede çok daha iyi sonuçlar alınacaktır. Hükümetin önemli adımları var. Varoşlardaki sağlıksız konutları yapan insanların suçu değil ki... Onlara zamanında arsa üretildi, proje ve kaynak verildi. Başlarını sokacak yer yaptılar. Bir yerden gelmiş ama hepsi 'İzmirliyiz' der. Bu insanların hak kaybı olmadan en sağlıklı şekilde, bulundukları yerlerde kentsel dönüşüm gerekiyor. Kentsel dönüşüm üyelerinizi de ciddi etkileyecek bir konu. İnşaat sektöründe 13 bin üye var. Bu işi TOKİ'ye kaptırırsak TOKİ'ye iş yapan İzmirli müteahhit yok. İstanbullu, Ankaralı müteahhitler var. O müteahhitler malzemesini İzmir dışından alacak. Dışarıdan taşeron getirecek, onlar çalışacak. Bu daireleri yaptığı zamansa İzmirliye satacak. İzmir, kan kaybedecek. İzmir parasını dışarıya verecek. Onun için biz bu işin içindeyiz.”

"İZMİR’DE KÜÇÜK DOKUNUŞLARLA GÜZEL İŞLER YAPMAK MÜMKÜN"
“İzmir'de küçük dokunuşlarla güzel işler yapmak mümkün” diyen Ekrem Demirtaş, şehir, kruvaziyer ve sağlık turizmini buna örnek verdi.
İzmir’in kruvaziyerde 'home port' olması gerektiğini belirten Demirtaş, “Bizim kruvaziyerde beklediğimiz home port olmak. Liman özelleşmesi ve ihalesi çok şart olan bir şey değil. Evet elbette çok güzel bir limanımız olsa tabii ki iyi olur ama olmazsa da dünyanın sonu değil. Bu haliyle bile İzmir, bizim çabamızla Avrupa'nın en iyi kruvaziyer destinasyonu seçildi” diye konuştu.
İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir’de yeni cazibe merkezleri oluşturulmasıyla da şehir turizminin hareketleneceğini kaydetti. Turistlerin artık sadece tarihi yerleri gezip gitmek değil; geldiği kentte bir süre daha kalmayı tercih ettiğini, bu nedenle İzmir kent merkezinde yeni cazibe merkezleri oluşturulmasının şart olduğunu aktardı.
Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Artık insanlar sadece tarihi sütunları görmek değil; bir şehre gidip o insanlarla birlikte yaşamak istiyor. İzmir yaşanacak bir şehir. İzmirli güler yüzlü, sevecen; gelen çok mutlu bir şekilde ayrılıyor. İzmir bu kadar kötü kullanıma karşın hala yaşanacak bir şehir. Fakat turisti geldiği zaman üç gün dört gün İzmir içerisinde nerede ağırlayacağız? Bu soruya yanıt bulmamız lazım. Kemeraltı tabii ki tarihi bir çarşıdır, gelen gidecektir. Anafartalar Caddesi, sinagoglar, camiler, Kızlarağası Hanı güzel... Ama sonrasında neler olacak? Yeni cazibe merkezleri yaratmak lazım. Dalgakıran bu nedenle gündeme getirdiğimiz bir proje. 2021'e kadar biz de, zeybek oynatacağız. Kordon'un her yerinden duyulan, su perdesi üzerinde oynanan zeybekle hem konuklar, hem İzmirliler çok eğlenceli bir ortamda olacak. Ve Agora yine yarım günü geçirebileceği çok değerli bir ören yeri. Kazısına devam edeceğiz. Artık ikinci kata çıkılması lazım. İnşallah bu dönem içinde çıkartırız. Bu da iyi bir fotoğraf verecektir. Kadifekale İzmir'in girilemeyen bir bölgesiydi. Ve orada yaşayan insanlarımız da ayrışmıştı. Biz bunun nedenini araştırdığımızda oradaki insanların da kendilerini İzmirli hissettiğini gördük. Kadifekale'ye çıkıp 121,5 metrekare bayrak astık. Oradaki insanlarla kucaklaştık. Surları aydınlattık. Geçmiş dönemde yaptığımız en önemli ve gurur duyacağımız en önemli eserlerden biri de Kadifekale'deki bayrak. Surları da en kısa sürede yaparız. Orası da İzmir'in gelenlerinin görebileceği ve en iyi fotoğraf çekebileceği yer olacak. Bizim amacımız sağlıklı bir altyapı içerisinde hastane ve tıp fakültesi kurmayla ilgili izin önce. YÖK izin verdi. Çeşme'yi de sahil düzenlemesiyle Türkiye'nin örnek bir tatil beldesi olması konusunda belediyeyle işbirliği yapacağız. Çeşme yöresinde İzmir'de yaz ve kış turizmi dahi yapılabilecek, en az 50 bin yatak kapasitesine ulaşmamız hedefimiz olacak.”
{ "vars": { "account": "G-9Y3VVX61MK" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }