Üniversite tarafından yapılan zemin araştırmasına da değinen Aygün, “Böyle bir çalışma yapılmasının gerektiğini yıllardır söyleriz. Ancak böyle bir çalışma, akademisyenler, değişik kurumlarda bu konu hakkında çalışmaları olanlar, oda temsilcileri ve STK desteği ile oluşturulacak komisyon tarafından yürütülseydi, sonuçları daha doğru ve ikna edici olurdu. Sonuçta çok büyük bir bütçe ile yapılmış projedir. Keşke daha geniş katılım olsaydı, tartışarak sonuca ulaşılsaydı. Her proje gibi, hazırlayanların doğrularıdır ve sonuçları tartışmaya açıktır” diye konuştu.
Jeofizik mühendislerinin bazı konularda sıkıntılar yaşadığını da belirten Aygün, “Şu sıralar en büyük sıkıntımız idarelerde. Özellikle Çanakkale Belediyesi’nde görevli meslektaşlarımızın yetkisini aşan uygulamalarıdır. Bizim yaptığımız projeler, projeyi yapan arkadaşlarımızın ürünü, eseri ve emeğidir. Sorumluluğu, altına imzasını atan proje müellifinindir. İdarelerde görevli kişilerin, projelerin içeriği, hesaplama yöntemleri ve hatta hesaplanan parametrelere kadar müdahale etme düşüncesini anlayabilmek mümkün değildir. İdarelerin denetleme yetkisi yasa ve yönetmeliklerde belirtildiği üzere, mevzuata uygun formatta hazırlanıp hazırlanmadığı ve taahhütname olup olmadığı ile sınırlanmıştır. Teknik sorumluluk raporu yazana aittir. İdarelerin proje müelliflerinin yorum ve görüşüne müdahalesi yanlışa sürükler. Sonuçta yaptığımız projeler, ‘Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna’ tabidir. Meslektaşlarımızın eseridir” dedi.
İzmir haberleri
Editör: TE Bilişim
