1980-2017 arası TÜİK verilerine göre; 2015 yılına kadar İstanbul’un aldığı göç verdiği göçten her yıl için daha fazla iken, son iki yıldır bu durum tersine döndü. 2016-2017 yıllarında İstanbul’un verdiği göç 71.307 kişi ile aldığı göçten daha fazla gerçekleşti.
Cumhuriyet tarihinde İstanbul ilk kez göç verirken bu kaçısın rotasında İzmir İstanbullular için önemli bir adres, en iyi alternatiflerden biri haline geldi. Yine TÜİK verilerine göre geçtiğimiz yıllarda İzmir İstanbul’dan 16.000 beyaz yakalı diye adlandırılan nitelikli göç aldı.
Bunun en büyük sebebi tabii ki “İzmir-İstanbul Otoyolu” projesi. Ulaşım süresinin azalacak olmasıyla birlikte bölgeye ilginin artması; konut ve arsa fiyatlarındaki artışı da beraberinde getirdi. İzmir gayrimenkul sektöründeki metrekare değer artışı çok hızlı olmasına rağmen birim fiyatlar henüz İstanbul rakamlarının çok altında. Bu da İstanbul’la kıyaslandığında İzmir’i cazibe merkezi haline getiriyor.

İzmir’in aldığı göç gayrimenkul piyasasını iki farklı açıdan etkiledi. Beyaz yakalı genç ve çalışan nüfus İzmir’de daha çok şehir merkezini tercih ettiğinden, şehir merkezindeki sadece büyük projelere değil; ikinci el konutlara da talep arttı. İstanbul’un yoğunluğundan, kalabalık ve gürültüsünden kaçan diğer kesim ise daha sessiz sakin bölgeleri tercih ederek çevre ilçelerdeki konut ve arsalarda talepleri artırdı. Dolayısıyla bu bölgelerde gayrimenkul fiyatları ciddi bir ivme kazandı.  Bu tercih sadece arsa veya villa projelerini değil köy evlerinin dahi fiyatlarında artışa sebep oldu. Özellikle Kemalpaşa, Urla, Seferihisar, Güzelbahçe köyleri öncelikli tercih bölgeleri olarak göze çarpıyor.

İstanbul gayrimenkul piyasasında pazarın doyum noktasına ulaşması ve yükselen konut fiyatlarının beraberinde getirdiği satış zorluğu; müteahhitleri düşündürüyordu. Geçtiğimiz yıl İzmir’deki gayrimenkul satış hızının İstanbul’un çok üstünde olması piyasadaki sirkülâsyonu hızlandırınca İstanbul’daki müteahhitler de rotasını İzmir’e çevirmeye başladı.  İzmir’deki arsa imkânının İstanbul’a göre daha fazla olması da bir diğer etken tabi ki. Sadece büyük firmalar değil, küçük ve orta ölçekli firmaların da İzmir’e talepleri gün geçtikçe artıyor. Bu firmalar daha çok kentsel dönüşüm projeleri ve çevre ilçelerdeki küçük-orta ölçekteki projeler ile İzmir piyasasına girerek büyümeyi hedefliyorlar. Bu durum beraberinde doğal bir rekabeti de getiriyor.

Şuan İzmir’deki gayrimenkul fiyatları artış aşamasında. Ancak henüz doyum noktasına ulaşmadığı için bir süre daha hem yatırımcıya, hem de müteahhit firmalara kazandıracak gibi görünüyor.
İzmir hinterlandına da etki ederek Ege bölgesini gün geçtikçe cazibe merkezi haline getiriyor ve gayrimenkul piyasasının yıldızı olmayı bir süre daha sürdürecek gibi görünüyor.

Fatma Coşan
Harita Mühendisi
Kentsel Dönüşüm Uzmanı

SPK Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı ve Kamulaştırma Bilirkişisi