Sağlık sahip olduğumuz en değerli hazine. Hepimizin tanımını bildiği ama kıymetini bilemediği bir hazine. Kaybetmeden sahip çıkmaktan başka çaremiz yok. Biz on sahip çıkınca o bizi hem manen, hem maddeten yukarıya çıkaracak.
 
Biz ona değer verdikçe, o hayatımıza değer katacak. Yapmamız ve bilmemiz gereken aslında çok şey yok. Basit, doğal, sakin ve planlı yaşamak.  Gerisi kendiliğinden gelecek. Ama başarmak için başlamak gerek. Önce düşmanlarımızı iyi tanıyarak başlayabiliriz mesela. Düşmanımızı tanıdığımızda onu nasıl yenebileceğimizi de biliriz. Kısaca gözden geçirelim:
 
Sigara
Sadece içen için değil, dumanını soluyan için de çok tehlikeli. Günümüzde kalp-damar hastalıkları için düzeltilebilen en önemli risk faktörüdür. Kalp krizi geçiren erkeklerin yarısından fazlası sigara bağımlısı. Sigara dumanının solunması bile kalp damarlarında hasara yol açabilmektedir. Sigara kansere çıkarılan davetiyenin baş yazarıdır aynı zamanda. Sigara için “toplu ölümlerin en önemli nedenlerinden biri” tanımlaması rahatlıkla yapılabilir. Eğitimsizlik sigaranın en büyük destekçisi olmaya devam etmektedir maalesef. Sigaranın bırakılması kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranını üçte bir oranında azaltmaktadır.
 
Yüksek Tansiyon
Ülkemizde neredeyse her üç kişiden birinin sahip olduğu bir durum. Kalp hastalığı riskini arttırdığı kanıtlanmış bir faktördür. Hareketsiz yaşam, stres, dengesiz beslenme, düzensiz uyku gibi pek çok faktör tarafından tetiklenebildiği gibi sebebi çoğunlukla bilinemeyen bir durumdur. Damar sistemi üzerinde kronik olarak oluşturduğu zararlı etkiler yanında ani ölüm gibi riskleri de arttırmaktadır.
 
Şeker Hastalığı, İnsülin Direnci
Şeker hastalarının kalp hastalığına sahip olma riski normal popülasyonun neredeyse beş katıdır. Bu hastaların ölüm nedenlerinin başında ezici bir çoğunlukla kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Bu hastalıkta mücadelede de  erken teşhis ve yaşam stili değişiklikleri en önemli silahlarımızdır.
 
 
Kan Yağlarındaki Yükseklik
Kolesterol yüksekliği kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini arttırmaktadır.
Genç yaşlardan itibaren ciddiye alındığında, yani yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle kontrol altına alındığında kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde ciddi azalma sağlanabilmektedir.
 
 
Hareketsiz yaşam
Düzenli egzersiz sahip olabileceğimiz en güzel alışkanlıkların belki de başında gelmektedir. Yağlanmanın önlenmesinin yanında kan basıncının, kan yağlarının, kan şeker düzeyinin ve stresin azaltılması noktasında da çok önemli bir rol üstlenmektedir. Hareketli bir yaşam sürekli olarak spor yapmak olarak algılanmamalıdır. Sabah uyanınca yapılan hafif gerilme ve gevşeme hareketleri, gün içinde yürüyerek gidilebilecek yerlere yürüyerek gitmek. Akşam iş çıkışında yapılacak tempolu bir yürüyüş, asansör yerine merdiven kullanmak, günlük alışverişi kendinizin yapması gibi örneklerini arttırabileceğimiz pek çok hareket modeli hem kan dolaşımımızı düzenlemekte, hem kilo alımını engellemekte, hem de egzersiz kapasitesimizi arttırmaktadır.

Haftada en az beş kere yapılacak yarım saatlik egzersiz kalp-damar  hastalıklarına bağlı istenmeyen olayları azaltmada çok etkilidir. Ülkemizde orta yaş erişkin erkeklerin yaklaşık üçte birinin, kadınların da yarısının obez olduğunu düşünürsek düzenli egzersiz, beslenme ve yaşam sitili düzenlemelerinin ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
 
Stres
Yaşam kalitemizi belki de en fazla bozan bir risk faktörüdür. Yoğun iş temposu, ailevi / sosyal sorunlar, ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı gibi pek çok faktör birey üzerindeki stres yükünü arttırmaktadır. Aşırı stres başta kalp – damar hastalıkları olmak üzere pek çok fiziksel ve ruhsal rahatsızlığı da tetiklemektedir. Sağlıklı yaşama açılan kapının anahtarı hayatımızdaki stres faktörlerini iyi analiz edip, onları mümkünse hayatımızdan çıkarmak, değilse etkilerini minimize etmektir.
 
Bu ortak düşmanlarımızı ancak bireysel ve toplumsal mücadeleleri birleştirdiğimizde yenebiliriz. Sağlıklı ve eğitimli bireylerin oluşturduğu toplumlar huzurlu ve üretken bir organizmadır. Düzgün işleyen bu sisteme zararlı etkenlerin girmesi çok zordur.  Öyleyse; hepimiz için sağlık, sağlık için birlikte mücadele.
PROF. DR. Tahir YAĞDI
Ege Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
Öğretim Üyesi