Ak Parti Tek Başına İktidar Ak Parti Tek Başına İktidar
 Erdoğan, "Van'da, Diyarbakır'da, Ankara'da, İstanbul'da, Edirne'de kardeşlerim; aynı ezan okunuyor ve bize, hepimize dikkat edin aynı çağrıyı yapıyor. Hepimiz Ezan-ı Şerif'e kulak verecek, geleceği tahrip etmenin değil, hep birlikte geçmişi tamir etmenin mücadelesi içinde olacağız. İnşallah bu süreçte aradaki fitnecileri çıkarıp Ezan-ı Muhammedi'nin gölgesinde daha bir muhabbetle kucaklaşacağız" diye konuştu. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, terör sorunun çözüme kavuşması için yürütelen çalışmalar hakkında uzun bir konuşma yaptı. "Yasal dairede kalarak, meşru çizgide kalarak milletin değerlerini gözeterek, hangi yöntemle olursa olsun biz bu göz yaşını mutlaka ama mutlaka dindirmek istiyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Onun için 'milli birlik ve kardeşlik projesi' diyoruz. Bakın bunu unutmayın. Milli birlik; bundan daha güzel ne olabilir? Bu milli birliğin içerisinde her etnik unsur var. Tek bir çatıda toplanacağız. Nedir o, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Ve kardeşlik... Kardeşlikten daha güzel ne olabilir. Kardeşlik denilen, aynı anneden, aynı babadan olmak anlamına gelmez. O bizim kültürümüzde 'karındaş'tır. Kardeş ise aynı inancı paylaşanlnarın bir araya gelmesidir. İşte bunu gerçekleştirmek istiyoruz" diye konuştu.




Daha en başında bu sorunu çözmek için yola çıktığımızda nasıl bir sürece adım attığımız biliyorduk, sabrımızın nasıl zorlanacağını, sinirlerimizin nasıl test edileceğini, bu süreçte nasıl yalnız bırakılacağımızı çok iyi biliyorduk. Ama biz yılmadık, yapayalnız da kalsak bu yolda geri adım atmadık, atmayacağız. 10 yıllık süreçte yapılan tüm tahriklere, tüm provokasyonlara, alçakça saldırılara rağmen umudumuzu bir an olsun yitirmedik. Bugün de, bu yeni süreçte de umutluyuz. Ne olursa olsun biz umudumuzu kaybetmiyoruz.
Temkinliyiz, dikkatliyiz ama umutluyuz. Kan ile, göz yaşı ile terörist ceseti ve şehit cenazeleri ile varlık gösterebilenlerin tahrikkar söylemlerine, onların bu şekildeki bizlere tahrik unsurlarını kullanmalarına rağmen biz umutluyuz. Acıdan öfkeden, terörden şiddetten kandan ve ölümden beslenenlere rağmen biz umutluyuz. Bütün siyasi beklentisini, gençlerin ölümü üzerine bina edenlere rağmen umutluyuz. Allah'ın izniyle, milletimizin desteği ve hayır duasi ile tüm provakosyanları, tüm sabotajları aşıp inşallah bu süreci sonuna ulaştıracağız.
"MHP GENEL BAŞKANI'NA VE ARKADAŞLARINA İÇİNE DÜŞTÜKLERİ ÇAMUR DERYASINDA İYİ OYALANMALAR DİLİYORUZ"
Başbakan Erdoğan, barış sürecinde yapıcı rol almak isteyen tüm siyasi partilere, STK'lara ve medyaya çağrıda bulunurken, MHP'nin bu süreçteki sert tavrını ise eleştirdi. "Biz MHP Genel Başkanı'na ve arkadaşlarına, içine düştükleri çamur deryasında iyi oyalanmalar diliyoruz" diyen Erdoğan, "Bütün hakaretlerine, kendisine cevap vermeyeceğim, aslı olmayan tüm iddia ve iftiralarına bizim de, milletimizin de kulağı tıkalı olacaktır. Milletimiz inanıyorum ki Türk'e ve Türk'ün kadim geleneklerine asla denk düşmeyen bu üsluba sandıkta gereken cevabı verecektir" diye konuştu.
Sürecin BDP için önemil olduğunu, PKK'nın silah bırakması durumunda BDP'nin de bağımsız bir siyaset yapma şansına kavuşmuş olacağına dikkat çeken Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu süreç BDP için son derece önemli. Aynı zamanda da değerli bir süreçtir. Biz boşuna bölücü terör örgütünün uzantısı demiyoruz. Bak, buyrun işte bölücü terör örgütünün uzantısıdır dememizin daha ispatı ne olacak, herşey çok açık ve net ortada. Terör örgütünün silahları bırakması en çok da BDP'nin artık bağımsız, bağlantısız siyaset üretmesinin önünü açacak, en başta BDP'yi silahın sultasından kurtaracaktır. Dolaysıyla BDP'nin bu süreçte hassasiyetleri azami derecede gözeterek, sorumluluk alarak, geçmişteki hataları tekrarlamayarak ilerlemesi en büyük beklentimizdir. Paris'teki suikastin hemen ardından bu suikastı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve hükümetine yıkmak, bu yönde iftira, itham ve telkinlerde bulunmak çok büyük bir sorumsuzluktur, densizliktir.





Biz bu ülkede 10 yıl boyunca demokrasi ile güvenlik arasındaki çizgiyi çok büyük bir hassayisetle muhafaza ettik. Faili meçhullere, işkenceye, derin yapılanlamalara evelallah biz en büyük darbeyi vurduk. Geçmişte işlenmiş onlarca cinayetin izini cesaretle biz surduk, sürüyoruz. Meydana çıkardıklarımız var, çıkaracaklarımız var. Bu devletin 80'lerde, 90'larda adeta teröre bahane oluştururcasına yaptığı uygulamalara biz son verdik. Biz yargısız infazların her zaman karşısında durduk ve durmaya devam ediyoruz. Paris'teki suikastin hemen arkasından devleti ve hükümeti suçlamak, gerçek faillere altın tepsi üzerinde fırsat sunmaktan öte birşey değildir."
"KILIÇDAROĞLU, SEN FRANSA'NIN AVUKATI MISIN?"
Başbakan Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ise CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. Fransa'ya yöneltilen sorulara Kılıçdaroğlu'nun cevap verdiğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu acemi olmakla suçladı. Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
"CHP'nin, anamuhalefet partisi olarak bu süreçte daha aktif, daha etkin bir rol almasını biz her zaman arzu ettik. Ancak CHP her zaman olduğu gibi büyük bir zihin karmaşası içinde bocalamaya devam ediyor. Bir milletvekilleri bakıyorsunuz, teröristlerin dağda misafiri olan milletvekilleri ama yandaş medyaları abartıyorlar, neler neler düzenliyorlar. İşte buyurun pervasızca teröristin evine taziyeye gidiyor. Diğer bazı milletvekilleri süreçle ilgili olarak, ırkçı, ayrılıkçı açıklamalar yapmaya devam ediyorlar. Bir kısmı bakıyorsunuz mezhebi açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Genel Başkan sürece olumlu baktığını açıklarken, genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri MİT Müsteşarı hakkında devlet ciddiyetiyle, hatta edeple bağdaşmayacak ifadeler kullanabiliyorlar. Bakın burada şunu da söylemek durumundayım; Akdeniz'de Mavi Marmara gemisinde 9 kardeşimiz, evladımız şehit edildiğinde ben İsrail'e Tevrat'ın bazı emirlerini hatırlatmıştım, benim bu hatırlatmama Telaviv'in cevap vermesi beklenirken, CHP'nin acemi genel başkanı çıktı Telaviv adına bana cevap verdi. Aynı şekilde Suriye meselesi karşısında Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında durmak yerine, gitti Baas Partisinin; eli kanlı Beşar Esed'in yanında durdu onun sözcülüğüne soyundu. Utanmasa orayı da ziyarete edecek.
Şimdi de biz Cumartesi günü Fransa'ya, Paris'e bir takım sorular yönelttik cevap Paris'ten değil, onların adına Çin yolunda CHP Genel Başkanı'ndan geldi. İsrail'in sözcülüğüne pek hevesli olduğunu biliyorduk, şimdi de Fransa'nın avukatlığına hevesli olduğunu böylece öğrenmiş olduk. Sen Fransa'nın avukatı mısın, sen Paris'in sözcüsü müsün, Türkiye Cumhuriyeti'nin haklı bir sorusu karşısında Fransa adına cevap vermek sana mı düştü? Bu nasıl bir acemiliktir, bu nasıl bir ciddiyetsizliktir. Öncelikle hangi ülkenin anamuhalefet partisi, genel başkanı olduklarını kendi zihinlerinde netleştirmelidirler.
İkincisi kendisi ve arkadaşlarıyla bu sürecin yanında mı, arkasında mı, önünde mi yoksa karşısında mı olduğunu netleştirmelidir. CHP Genel Başkanı varoluşsal sorunlarını artış aşıp ulusalcı mı, milliyetçi mi, solcu mu, sosyal demokrat mı ne olduğuna biran önce karar vermelidir. Çark o kadar hızlı dönüyor ki, artık bilye dağıtmaya başladı."
"BİZİM PROJE PAKETİMİZ HAZIR"
Başbakan Erdoğan, terör sorunun çözümüne ilişkin CHP ile gerçekleşen görüşmeyi de anlattı. O görüşme sonrasında CHP'nin kendilerine henüz bir dönüş yapmadığına vurgu yapan Erdoğan, "Ben bunu CHP'ye gönül vermiş kardeşlerime de özellikle anlatıyorum, şikayet ediyorum. Bakın böyle bir insanın peşinden gidiyorsunuz, bu insan kimdir anlayın, tanıyın" dedi.
"Terörle mücadeleye yönelik bize bir önerisi varsa, bir öneri paketi varsa bizim kapımız sonuna kadar açıktır" diyen Erdoğan, "En ufak bir önyargımız yoktur, ekibimiz hazırdır, kaldı ki bizim proje paketimiz de hazırdır. Biz hemen sunarız, çünkü biz heran bunu çalışıyoruz. Biz her zaman dersini çalışan bir partiyiz. Sipariş üzre çalışan bir parti değiliz. Bu konularda hazırız ama bunlar hazır değil. Öneri dediler, teşhisle çıktılar; gazete küpürleri" şeklinde konuştu.
"LÜTFEN HİÇ KİMSE KARA PROPAGANDA BULUTLARININ ETKİSİ ALTINDA KALMASIN"
Başbakan Erdoğan, yeni sürece ilişkin olarak ise "Sabotajlar, tahrikler olabilir, sorumsuzca girişimler olabilir" diyerek vatandaşı uyardı. Erdoğan, "Terörü bir meslek, bir kazanç kapısı haline getirmiş olan çevreler, süreci baltalamak için rol üstlenebilir. Değerli kardeşlerim bizim niyetimiz hayır. İnşallah akıbetimiz de hayır olacaktır" diyerek, şöyle devam etti:
"Hayır dualar, azim, sabır ve kararlılık inşallah tüm sabotajları etkisiz hale getirecek. Tekrar ediyorum, bu süreç şehitlerimizin ruhunu, şehit ailelerimizin hissiyatını, ülkemizin, milletimizin değerlerini asla ve asla zedelemeyecektir.
Benim burada aziz milletimden, 75 milyondan bir ricam var. Lütfen hiç kimse kara propaganda bulutlarının etkisi altında kalmasın. İftira, itham ve yalanlara hiç kimse kulak asmasın. 75 milyonun bir ve beraber olarak kucaklayarak biz bu sürece ilerliyoruz. Biz sadece ve sadece kardeşliğimizi pekiştirmenin mücadelesini veriyoruz. Herkes elini vicdanına koysun. Etki altında kalmadan, propagandaya kulak asmadan, kalbiyle, yüreğiyle, vicdanıyla bu sürece baksın."
"EZAN-I MUHAMMEDİ'NİN GÖLGESİNDE KUCAKLAŞACAĞIZ"




Başbakan Erdoğan konuşmasının son bölümünde ise Hazreti Muhammed'in bir Hadis-i Şerifi'ni hatırlatarak kardeşlik ve birlik mesajı verdi. Diyarbakırlıların provokasyona gelmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, bu milletin bin yıl boyunca aynı kıbleye döndüğünü söyledi. Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle bitirdi:
"Biz aynı kıbleye dönen tek bir milletiz. Biz 1000 yıldır bu topraklarda biriz, beraberiz, kardeşiz. Biz hep birlikte bu topraklarda Mevlana'dan, Yunus'dan, Hacı Bektaş'tan, Ahmedi Hani'den, Mele Ciziri'den, Vakit Heyra'ndan beslenmiş, o kaynaklardan ruhunu doyurmuş bir milletiz.
Bizim yolumuzu terör aydınlatmaz, bizim yolumuzu şiddet aydınlatmaz, bizim yolumuzu Yunus aydınlatacak, Ahmedi Hani aydınlatacak. 1000 yıl boyunca bu günlere böyle geldik Geleceğe de inşallah böyle yürüyeceğiz. Van'da, Diyarbakır'da, Ankara'da, İstanbul'da, Edirne'de kardeşlerim; aynı ezan okunuyor ve bize, hepimize dikkat edin aynı çağrıyı yapıyor. Hepimiz Ezan-ı Şerif'e kulak verecek, geleceği tahrip etmenin değil, hep birlikte geçmişi tamir etmenin mücadelesi içinde olacağız. İnşallah bu süreçte aradaki fitnecileri çıkarıp Ezan-ı Muhammedi'nin gölgesinde daha bir muhabbetle kucaklaşacağız.
Geçmişte her kese yönelik zulümlerin, baskıların, eziyetlerin hesabını birlikte soracağız. Geçmişte yaşananların geleceğe intikal etmemesi için birlikte çalışacağız. Her ne sorun varsa konuşarak, sohbet ederek, muhabbet ederek birlikte çözeceğiz. Silahı aradan çekeceğiz, sıkılı yumrukları aradan çekeceğiz, kardeşçe kucaklaşacağız.
Buradan, 75 milyona bütün samimiyetimle, bütün kalbimde şu hadisi şerifi hatırlatmayı bir borç biliyorum; Peygamberimiz mübarek parmaklarını birbirine kenetleyerek şunu söylüyor: 'Müminin mümine bağlılığı taşları kenetlenmiş bir bina gibidir.' İşte biz milletçe böyleyiz, böyle olmalıyız. Çok daha sağlam bir şekilde birbirimize kenetleneceğiz.
Kardeşlerim, buradan Diyarbakır'a sesleniyorum, buradan gelecek cenazelerin gideceği illere sesleniyorum. Birçok provokasyonlar hazırlanabilir, bir çok malum dar terörist grupların tahriki ile teşvikiyle bu cenazeler istismar vesilesi kılınabilir. İnanıyorum ki, aklı selim sahibi Diyarbakırlı vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Tuncelideki vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Kahramanmaraş'taki kardeşlerimiz, vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Ve hep birlikte bu oyun bozulacaktır diye düşünüyorum. Çünkü başlattığımız bu barış süreci, dinamiklenmek isteniyor. Buna prim vermemek lazım. Kendi iç hesaplaşmalarının bedelini, faturasını bu millet ödememelidir. Onun için uyanık olalım diyorum, onun için teenni ile bu süreci takip edelim diyorum. Allah yolumuzu açık etsin. Allah bizlere hayırlı bir sonuç nasip etsin. Bir kez daha 'niyet hayır, akıbet hayır' diyor, hafta boyunca çalışmalarınızda sizlere başarılar diliyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum."


izmir haber

Editör: TE Bilişim