İzmir’de orman yangınlarıyla mücadele için ‘orman benim’ kampanyası düzenlendi İzmir’de orman yangınlarıyla mücadele için ‘orman benim’ kampanyası düzenlendi
 2013-2014 eğitim ve öğretim yılından itibaren okullarda kılık kıyafetin serbest bırakılmasını içeren düzenleme, Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayan okul giyimindeki pazarı zora soktu. Yıllardır işvereni ve işçisi ile sektöre emek veren üreticiler ve çalışanlar, söz konusu düzenlemenin kendilerinde psikolojik, sosyolojik ve ekonomik kaygı oluşturduğunu dile getirdiler. Kiminin babasından teslim aldığı atölyesinde, kiminin de çıraklıktan işveren konumuna taşıdığı fabrikasında yaşanan kaygının ortak olduğunu ifade eden üreticiler, çalışanları ile vedalaşma sürecini başlattıklarını söylediler. İzmir’de 26 yıldır faaliyet gösteren ve 590 bayiye hizmet veren, toplam 2 bin 200 kişiye istihdam sağlayan Okulcu Tekstil Fabrikası’nın sahiplerinden Mehmet Baki Kılıç, düzenleme karşısında kendilerine izleyecekleri bir yol haritası çizilmediğini söyledi. Kılıç, “Araştırmalarımıza göre Türkiye’de şuanda 3 milyon kişi bu işten ekmek yiyor. Yani sonuçta 3 milyon kişi işsiz, 9 milyon kişi ise aşsız kalacak demektir. 2 bin kişi sırf bizde işsiz kalacak. Tüm Türkiye’ye bu rakamı vurduğunuz zaman sonuç korkunç. 2-3 milyar dolarlık bir zarardan söz ediliyor. Bizim kullandığımız ürünleri başka yerde kullanmak gibi bir şansımız yok. Bir gecede bir sektörü siliyorsunuz ortadan. Bunun sonuçlarını bilmek çok önemli. Hala şoktayız. Binlerce arkadaş dünden beri uyku uyuyamıyorlar. Belki birkaç gün sonra kepenkleri indireceğiz. Bugün itibari ile planlama içerisindeyiz. Kendi bünyemizde bayilerimiz ile birlikte bin 800 kişi ile yollarımızı ayıracağız” dedi. 
Başbakan Erdoğan ve ilgili bakanlıklarla temasa geçerek ellerindeki stokların erimesi için ek süre talebinde bulunacaklarını belirten Kılıç, “3-4 yıllık bir ileriye itelemek, stoklarımız ve bayilerimizi eritmek için olabilir ya da göreceğimiz zarara ilişkin bir tanzim gerekiyor. Bizim Başbakanımız tüm esnafını kucaklayan bir Başbakan. Herhalde 3 milyon esnafına da ‘Ne yaparsanız yapın’ demeyecektir. Kendisi ve ilgili bakanlıklar ile temasa geçmeye çalışarak, sektörel bazda bazı görüşmelerimiz olacaktır. Olumlu yaklaşacaklarını düşünüyoruz” diye konuştu.
5 Nisan 1994 yılında dönemin hükümeti tarafından ekonomik dengenin sağlanması için alınan kararların tartışma konusu olduğunu ve bu yüzden kamuoyunda ‘5 Nisan kararları’ olarak bilindiğini hatırlatan Kılıç, “Borçlarımızı ödeyemeyeceğiz, kimse de yüzümüze bakmayacak. Çok karanlık bir dönem bekliyor bizleri ve çalışanları. ‘3-4 yıl evet içinde stoklarınızı uzatın’ denilirse biz de ona göre sektör değişikliğine, bize göre geçmişin 5 Nisan kararları gibi. Her şey allak bullak olacak” dedi.
Sektöre uzun yıllardır emek veren Rayhan Sarıkaya ise, iflas ettiklerini söyledi. Geri adım atılması ya da kendileri için alternatif bir seçenek belirlenmesi gerektiğini belirten Sarıkaya, “Kapatıyoruz desek de kapatamıyoruz. Maliye’ye, Bağ-Kur’a ve SGK’ya borcumuz var. Kendimiz olduğu gibi yanımızda çalışanlarımız da mağdur olacak. Şuan 6 SGK’lı çalışan ile yollarımızı ayıracağız. Biz iflas etmiş bir firmayız. Bu sektör nasıl yok sayılır” şeklinde konuştu. 



İzmir haberleri

Editör: TE Bilişim