Antalya'da deprem! Antalya'da deprem!
 Uzun süreli açlığın hipoglisemiyi tetiklediğini kaydeden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, kan şekeri düşüklüğü hipogliseminin, bulanık görme, baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi belirtilerle kendini gösteren önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. Hipogliseminin, uygun müdahale yapılmadığı durumlarda bilinç kaybına neden olabildiğini, şeker hastalarında sıklıkla karşılaşılan bir sorun olan hipoglisemiyi tetiklediğini ifade eden Dr.Yazıcıoğlu, uzun süreli açlık, insülin ve bazı şeker ilaçlarının dozunun gereğinden fazla yapılması ve aşırı egzersizin tetiklediğini söyledi.
DOKTORUN ONAYLAMASI GEREK
Hipogliseminin yaşamı tehdit edebildiğine dikkat çeken Dr.Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Sağlıklı kişilerde kan şekeri düşüklüğü vücut tarafından normal seviyelere çıkarılabilirken, şeker hastalarında bu durum bilinç kaybolması gibi hayatı tehdit edebilen ciddi sonuçlara yol açabilir. Şeker hastalarının oruç tutması doktorunun onayı ve hastalığının durumuna bağlıdır. Özellikle şeker düşürücü bazı grup ilaçlar ve insülin kullanan hastaların oruç tutması sakıncalıdır.”
ORUÇ TUTANLARA ÖNERİLER
Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, oruç tutabilecek grupta yer alan şeker hastaları ile sağlıklı kişilerin Ramazan ayında herhangi bir sağlık sorunu yaşamamaları için dikkat etmesi gereken önemli noktaları sıraladı. Buna göre, şeker hastalığının başlangıç aşamasında olan, günde yalnızca bir tek ve şeker düşüklüğüne neden olmayan ilaç kullanan hastaların oruç tutması, doktorlarından da onay alınarak mümkün olabilir. Ancak özellikle şekeri düşürücü bazı grup ilaçları ve insülin kullanan hastaların oruç tutmaları sakıncalıdır. Şeker hastalarının kan şekeri seyrinde küçük dalgalanmalar olmalıdır. Oruç tutmanın getirdiği uzun süren açlık sonrasında iftarda çok hızlı yemek yemek kan şekerini birden ve hızlı bir şekilde yükselteceğinden zararlıdır. Bu nedenle iftarda zamana yayarak yemek yenmeli, iftara çorba ile başlanmalı, çorbadan sonra yemeye ara verilmelidir. Sulu sebze yemekleri tercih edilmeli ve aşırı ekmek tüketilmemelidir. Sahurda ağır, vücudu zorlayacak yiyecekler tüketilmemelidir. Kahvaltılıklar tercih edilmelidir.Oruç nedeniyle oluşan sıvı kaybı, şeker hastalarında sıklıkla görülen yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar ile birlikte vücutta sıvı ve bazı önemli minerallerin eksikliğine yol açabilmektedir. İftardan sahura kadar geçen süre içinde sıvı tüketimi iyi ayarlanmalıdır. Vücudun sıvı ihtiyacı mümkün olduğunca sağlanmalıdır. Tuz kaybı yerine konulmalıdır. Sıvı kaybının şeker hastalarında böbrek sorunlarını ortaya çıkarabildiği unutulmamalıdır. Şeker hastaları gün içinde birkaç defa, iftara kadar, kan şekeri ölçme cihazlarıyla şeker düzeylerini kontrol etmelidir. Şekerin düşme trendine girdiğini gördüğü takdirde de, gerekirse bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.

İzmir Haber

Editör: TE Bilişim