İşçi servisi takla attı: 22 yaralı İşçi servisi takla attı: 22 yaralı
Ailelerin çocuklarıyla alışveriş yaparken inatlaşmaması gerektiğini kaydeden uzmanlar, alışverişin eğlenceye dönüşmesi gerektiğini belirtiyor. 
Özel Tekirdağ Yaşam Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Burcu Yarapsanlı, çocuklarına alışveriş yapan aileleri uyardı.
Çocukların alışveriş esnasında gördüğü renkli objeleri almak istediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Burcu Yarapsanlı, “Dolayısıyla anne-baba, sürekli olarak çocuklarını kontrol altında tutmak durumunda kalırlar. Anne-babaların bir taraftan alışverişlerini tamamlamaya çalışırken diğer taraftan da çocuklarını kontrol etme çabaları zorlu bir süreçtir. Öncelikle bilmemiz gereken; çocukların tüm diğer davranışlarında olduğu gibi, tüketim, sürekli bir şeyler alma ve para harcama isteklerinin de yaşadığı aile içerisinde öğrendiği sosyal bir davranış kazanımı olduğudur. Çocuk ailenin harcama alışkanlıklarını okul öncesi dönemde takip etmeye başlar. Özellikle AVM’lerde geçen yoğun haftasonu programlarında yapılan alışverişleri gören çocukta oluşan ilk izlenim anne ve babasının cebinden çıkan paralardır. Çocuk bu izlenimi doğrultusunda anne ve babasının cebinde her zaman parasının olduğunu ve o paranın hiç bitmeyeceğini düşünmeye başlar. Bu nedenle çocukların ailelerine açtığı alışveriş savaşlarında ailelerin kendilerine yönelttiği ‘Param yok, cüzdanımı almadım’ gibi cümlelerin artık ikna edici özelliği yitirilmiş durumdadır.” dedi.
Ailelerin çocuklarından önce kendi tüketim şekillerini gözden geçirmesi gerektiğini belirten Yarapsanlı, “Çocuklarda bu tür algılara neden olan örnekleri çoğaltacak olursak, sinemaya girmeden birkaç mağaza gezen, ucuz diye ihtiyacı olmayan bir şeyden 3 tane alan, internette boş kaldıkça sanal mağazalardaki ucuzlukları takip eden, kısaca tüketim merkezli olan bir ailede yetişen çocuklar da, para harcama, istediğini aldırmak için tutturma ve inatlaşma krizleri aynı şekilde yaşanabilmektedir. Bu nedenle her hafta yeni bir oyuncak, yeni bir kıyafet alma isteği onlar için de kaçınılmaz olmaya başlar. Böylece; isteklerini ertelemede güçlük çeken, ancak yeni bir şey satın aldıklarında kendilerini değerli hisseden, tatminsiz ve doyumsuz çocuklar yetişir. Bu nedenle çocuğun tüketim davranışından şikayet eden ailelerin öncelikle kendi tüketim şekillerini gözden geçirmeleri, çocuğa sınır koymadan önce kendilerine sınır koymaları gerekmektedir.” dedi.
Ailelere bir takım önerilerde bulunan Yarapsanlı, “Süper marketler ürün bolluğu ve düzenlenmesi bakımından çocukların dokunup keşfetmesi gereken birçok uyarıcı ile dolu yerlerdir. Bu uyarıcılar çocukları adeta cezbederler. Eğer ki çocuğunuz bu uyarıcılara sadece bakmakla kalmıyor hepsini elleyerek, yere atarak, sepete gereksiz ürünler ekleyerek ve paketleri açmaya kalkarak alışverişe renk veriyorsa öncelikle yapılması gereken şey amaca yönelik alışveriş yapmaktır. Amaca yönelik alışverişte alınması gerekli ürünler hızlıca reyonlardan seçilir, kasaya para ödenir ve en kısa sürede alışveriş bitirilmeye çalışılır. Bununla birlikte size alışverişte yardımcı olabilecek oğlunuz ya da kızınıza da sorumluluk yüklemek onun dikkatini amacına yönlendirmiş olacaktır. Örneğin çocuğa evden çıkmadan önce birlikte bir kağıda basit çizimler yaparak bir alışveriş listesi hazırlanabilir. Mesela basit bir süt şişesi, 2 tane ekmek, 2 paket makarna, 1 paket bisküvi resmi çizilip daha sonra çocuğu alışveriş listesindekileri almaya meraklandırma çalışması yapılabilir.” dedi.

Editör: TE Bilişim