Kaza da 3 kişi yanarak can verdi Kaza da 3 kişi yanarak can verdi
Senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı, Yeşim Sezgin’in yönettiği 'Çanakkale 1915-Diriliş' filminin çekimleri devam ediyor. Fida Film ve Örümcek Yapım ortaklığıyla hazırlanan filmin savaş sahneleri, Genelkurmay Başkanlığından alınan özel izinle Çanakkale Savaşı'nın cereyan ettiği mekanlarda çekildi. Filmde kullanılan silahlar da yine özel izinle müzeden alınan gerçek silahlardan çıkarılan kalıplarla hazırlandı. 8 milyon dolara mal olması beklenen filmin görsel efektleri ise Amerika ve Meksika’daki özel şirketlerin danışmanlığında hazırlanacak.

Filmin yapımcılarından Serkan Balbal, filmin en büyük özelliğinin gerçeğe sadık kalınarak çekilmesi olduğunu söyledi. Balbal, “Filmin bir başka özelliği de Çanakkale Savaşı'nı Balkan göçünden geri çekilmeye kadar anlatan bir film olması. Yani savaşın sadece bir bölümünü, bir cephesini değil, Balkan göçünden sonra Osmanlının ve askerlerin nasıl bir diriliş içine girdiğini, yani Balkan Savaşlarında yaşanan hezimeti nasıl üzerlerinden atıp, vatan sevgisiyle toparlanıp tekrar tek vücut haline gelerek Çanakkale’de yedi düvele karşı durduğunu anlatan bir film. Bu filmde, Çanakkale Savaşı'yla ilgili beynimize kurşun gibi saplanan sahnelerin hepsini çekiyoruz. İnsanların sinemadan çıktıktan sonra kafalarında doğru bir Çanakkale bilgisi olmasını istiyoruz. Çünkü Çanakkale’de birçok şey anlatılıyor. Birçok yalan yanlış şey anlatılıyor. Ortada gezen birçok yanlış bilgi var. Herhalde biz Çanakkale’yi kaybetseydik bugüne kadar 500 tane film izlerdik, yurt dışında 500 film yaparlardı. Çünkü İngilizleri, Fransızları, birçok gücü, yenilmez armadayı yendiğimiz bir savaş” dedi.

Filmle ilgili hiçbir masraftan kaçınmadıklarını da söyleyen Balbal, “Bugün Hollywood ne kullanıyorsa aynısını kullanıyoruz. Bizim 30 kişilik bir ekibimiz var. Amerika ve Meksika’da özel efektler üzerine çalışılıyor. Türkiye’de patlama sahneleriyle, görsel efektleriyle en büyük bütçeli yapım olduğunu iddia edebilirim. Maliyet konusunda daha tam bitmeden bir şey söyleyemem ama şu anki noktada 5 milyon doları bulduk diyebilirim. Ama daha önümüzde bir süreç var ve gidiyoruz” diye konuştu.
Yarbay Hüseyin Avni Bey’in şehit düştüğü sahnenin çekiminde gerçek patlayıcılar kullanıldı. Tek seferde yapılan çekimde, Yarbay Hüseyin Avni’nin çadırı ile önündeki masa ve sandalyeler patlayıcılarla havaya uçuruldu. Güvenlik amacıyla bütün setin boşaltıldığı sahne nefesleri kesti.
Filmin tamamında gerçek silahların kullanıldığını söyleyen yapımcı Serkan Balbal, özel izinle müzeden aldıkları silahların kalıplarını çıkardıklarını, oyuncuların da tüm detaylara sahip olan bu silahları kullandığını söyledi. Savaşta kullanılan ağır makineli tüfeklerin de bire bir kopyası üretildi. Makineli tüfeklerin oyuncuya gerçek silah hissi vermesini sağlamak için geri tepme, ses ve mermi sürme mekanizmaları da bire bir yapıldı.
Filmde Yarbay Hüseyin Avni’yi canlandıran oyuncu Barış Çakmak, “Benim oynadığım Yarbay Hüseyin Avni, 57. Alay Komutanı. Mustafa Kemal’in de en yakın silah arkadaşı. 57. Alay tarihe zaten ‘en kahraman alay’ olarak geçmiş. Ben de onun başındayım. Bugün benim son sahnem çekilecek. 15 gündür durmaksızın çalışıyoruz. Gayet güzel gidiyor. Her şey yolunda. Gördüğünüz gibi kostümlerimiz, her şeyimiz gayet uygun, gayet gerçekçi. Biz de oyuncu olarak elimizden geleni yapıyoruz. Ben şahsen Çanakkaleliyim zaten. Geliboluluyum. Bu film öyle denk geldi. Planlanmış bir şey değildi. Zaten hakim olduğum bir konu. Bu bakımdan fazla zorlanmadım. Ama çok kahramanca şeyler yaşanmış burada. Onu yansıtabilmek biraz zor iş” dedi.
Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar yakınlarındaki bölgede, önceki gün bayram namazı ve 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in ölüm sahnesinin çekimleri yapıldı. Sabahtan akşama kadar süren çekimlerde, 39 derece sıcağa rağmen tempo hiç düşmedi.
Ayvacık Belediye Başkanı Mehmet Ünal Şahin de bayramlaşma sahnesinde binbaşıyı canlandırdı. Çok kısa bir süreliğine de olsa üniformayı giymenin kendisini çok heyecanlandırdığını söyleyen Başkan Şahin, “Gençliğimden beri ilk defa bıyık bırakıyorum. Daha önce hiç bırakmamıştım. Ama böyle bir film için değdi, hoşuma gitti. Bundan sonra da bırakabilirim. Üniformayı giymek ise muazzam bir şey. Bizim için canlarını feda etmiş 17, 18, 19 ve 20 yaşlarındaki o gençler ne için öldü? Vatan için değil mi? Ben bugün bu elbiseyi onların ruhunu şad etmek için giydim. Yani güzel bir şekilde onları anlatabiliyorsam ne mutlu bana. Onun verdiği gururla bu çekimde rol aldım. Bu filmin burada, bu topraklarda çekilmesi bence yerinde ve çok güzel bir seçim” dedi.
Filmin çekimleri için Genelkurmay’dan özel izinler alınarak gerçek mekanlar kullanıldı. Filmin savaş sahneleri, Mecidiye Tabyası’ndaki ziyarete kapalı bölümler, Nusret mayın gemisi, Çimenlik Kalesi, Çimenlik Kalesi sığınağı, Nara Kalesi’ndeki hastane sığınağı ve bonetler ile Bigalı köyünde çekildi. 2 bini aşkın Türk ve Anzak askeri kostümünün dikildiği filmde, kostümler ve döneme uygun rütbeler de Genelkurmay’dan uzman askerlerin danışmanlığında hazırlandı. 3 bin civarında köylü ve dönem sivil kostümü, bunlara uygun aksesuarlar hazırlandı. 500 Türk mavzeri, 250 İngiliz, 250 Anzak tüfeği yapıldı. Bu silahların orijinalleri de Genelkurmay desteğiyle temin edilerek kullanıldı. Tarihi dokular da kullanılarak 3000 metrekarelik platoya dekor inşa edildi. Sahra hastanesi ve çevresi aslına uygun olarak inşa edildi. 2 bin 750 metrelik Türk siper alanları ve mevziler oluşturuldu. Siper bölgeleri hazırlanırken günde 40 kişi 2 ay boyunca çalıştı. 10 kağnı, 15 at arabası hazırlandı, orijinal filikalar yapıldı. Genelkurmay’dan alınan destek dahilinde döneme ait süngü, kılıç, dürbün, arazi malzemeleri, tüfekler, silahlar, mitralyözler, hastane malzemeleri ile birçok doküman ve belge kullanıldı. Tüm askeri figürasyona ve oyunculara Genelkurmay Başkanlığından danışman askerler tarafından eğitim verildi. Biga Askerlik Şubesi restore edilip dönemin mimarisi ve görünümüne uygun hale getirildi.


Editör: TE Bilişim