15 Yaşında ki Kıza Tecavüz Edip Öldürmüşlerdi 15 Yaşında ki Kıza Tecavüz Edip Öldürmüşlerdi
 Oğlu Uğur Bal ile temaslarının kesilmesinden 102 gün sonra cesedine ulaşabildiklerini belirten baba Mustafa Bal, şöyle konuştu: "Üzerindeki hiçbir eşyaya ulaşamadık. Bunlar arasında iki ehliyeti var. Ehliyet verilirken parmak izi alınıyor, cesedin de parmak izi alınmış, ama eşleştirme yapılamamış. Bu nasıl olabilir?" Bal, sorumlular hakkında şikayette bulunacağını söyledi. Oğlunun nasıl öldüğü, ölmeden önceki günlerde başına neler geldiğini hâla öğrenemediklerini söyleyen baba Mustafa Bal, şöyle konuştu: "Uğur 4 Eylül'de Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'ne kayıt yaptırdı. Oğlumla 14 Eylül günü ablası ile konuştuktan sonra temasımız kesildi. Telefonuna bir daha ulaşma imkanımız olmadı. IMEI numarasından yaptırdığımız sorgulama sonuç vermedi. Telefonun son sinyali, kaldığı otelden gelmiş. 19 Eylül'de Kestel'de emniyete başvurarak kayıp başvurusu yaptık. Fotoğrafını verdik. Aynı gün Kemer'de cesedi bulunmuş. Birkaç gün sonra Antalya'ya giderek burada Emniyet Müdürlüğü Kayıp Bürosu'na başvurduk. Bu başvuruyu yaptığımız sırada oğlumuz yakınlardaki Adli Tıp morgundaymış. Oğlumun parmak izi emniyet kayıtlarında var. Çünkü iki ehliyet almıştı. Cesedin jandarma tarafından parmak izi alınmış. Resmi belgelere göre gönderildiği Antalya Emniyet Müdürlüğü Biyometrik Veri İşlemleri Büro Amirliği'nde otomatik parmak izi teşhis sisteminde yapılan taramada eşleşme sağlanamamış. Bu sistem mi bozuk, yoksa bizim anlamadığımız başka bir şey mi var?"
Oğlunun cesedinden alınan fotoğrafın Kestel'e neden 100 gün sonra geldiğini de sorgulayan Mustafa Bal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Antalya'da oğlumun cesedi var, fotoğrafı var, parmak izi var. Bizim kayıp başvurusuna verdiğimiz fotoğraf ve bilgiler var. Bunlar nasıl bir araya getirilemedi merak ediyorum." 
Mustafa Bal, ilgisizliğin kanıtlarından biri olarak kayıp başvurusu yaptıktan sonra Antalya Cumhuriyet Savcısı'nın ilgili Asayiş Şubesi Kayıp Büro Amirliği'ne iki kez Tekit yazısı yazarak soruşturmanın sonucunu istemek zorunda kalmasını gösterdi.
Mustafa Bal, oğlunun kaldığı otelin kayıtlarına göre 18 Eylül'de ayrıldığının görüldüğünü ancak otel sahibinin eşinin, Uğur'un 14 Eylül'de otelden ayrıldığını söylediğini ileri süren baba Mustafa Bal, otelin güvenlik kamera görüntülerinin, çevredeki Mobese kayıtlarının, Göynük'teki Mobese kayıtlarının incelenmediğini belirtti. Mustafa Bal, oğlunun yanında iki çantasının bulunduğunu, üzerinde bir kredi kartı, bir banka kartı, bir cep telefonu, bir fotoğraf makinası, bir parmak kamera, daha önce bitirdiği Kocatepe Üniversitesi İktisat Fakültesi mezuniyet belgeleri, yeni okuluyla ilgili kayıt belgeleri ve birçok giysisi bulunması gerektiğini belirterek, "Bu eşyalar nerede?" diye sordu.
Oğlunun üzerinde hiçbir kimlik bulunamadığını anlatan Bal, sözlerini şöyle tamamladı: "Hiçbir eşyası bulunamadı. Sadece ucuz bir kol saati bulundu. Otelde veya otelden ayrıldıktan sonra Uğur'umun başına neler geldi? Bunlar açıklığa kavuşmadan rahata kavuşmamız mümkün değil. Yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız."
Editör: TE Bilişim