Çocukluk çağlarından başlayarak kişinin bulunduğu bedeni kendi bedeni gibi kabul etmeyip, karşı cinsin bedeni ve ruhunda olmak isteyen kişilerin cinsel kimlik bozukluğu yaşadığını ifade eden İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mert Savrun, “Bu durumun nedeni tam olarak bilinmiyor. Hormonal ya da genetik olabilir ama buna ait herhangi bir net bilimsel bilgi yok. Sadece doğuştan gelen ve ilerleyen yıllar da etkisinin azalmadığı, bu nedenle de kişinin kendini mutsuz hissetmesine sebep olan bir durum olarak açıklayabiliriz” dedi.
PSİKİYATRİK SORUN OLABİLİR
Çocuklarındaki cinsel kimlik değişikliklerini fark ettikten sonra özellikle annelerin bu durumu babadan sakladıklarını açıklayan Prof. Dr. Savrun, gördüğü vakalarda babaların, annelerin düşündüklerinin aksine durumu daha kolay kabullendiğini ifade etti. Prof. Dr. Savrun, “Kişi içinde bulunduğu kimliği beğenmediği için tedavi olayım diye gelmiyor, direk cinsiyetlerini değiştirmek için geliyorlar. Arada kalmışlığın verdiği birtakım psikiyatrik sorunları halletmek için geliyorlar. Toplumsal baskılardan dolayı çoğu zaman saklanan bu durum depresyon, anksiyete gibi olumsuz etkileri olabiliyor. Gelen kişilerin ilk önce psikiyatrik değerlendirmesini yapıyoruz. Altta yatan başka bir psikiyatrik sorun var mı diye kişiyi değerlendiriyoruz. Akıl hastalıkları veya zekâ gerilikleri kişinin kendini bu şekilde hissetmesine neden olabilir. Bu tür hastalar bir süre izledikten sonra eğer başka bir psikiyatrik sorun yoksa cinsel kimlik değişimine onay veriyoruz ”şeklinde konuştu.
AİLELER GÖRMEZLİKTEN GELİYOR
Özellikle 7 yaşlarındaki çocukların karşı cins oyunlarına, kıyafetlerine büyük ilgi göstermesiyle ailelerin farkında olabileceği bu durum karşısında dikkatli olmak gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Savrun, “Çocukta karşı cinsin tüm bedensel ve ruhsal şeylerine ilgileri var. Ama Türkiye’de aileler çocuklarının ileride mutsuz olacağını düşündüğü için çocuktaki bu hisleri bastırmaya çalışıyor. Toplumsal normlardan korumak adına yapılan bu baskı çocuğa fayda sağlamaz. Türkiye’deki aileler çocuktaki bu hisleri bastırmak adına çocuk saçını uzatmak istiyorsa, izin vermeyerek kestiriyor. Ya da tam tersi saçını kısa kestirmek isteyen bir kız çocuğunun saçını uzattırıyor. Oyunlarda da kendi cinslerinin oyunlarını oynamaları için çocuklar yönlendiriliyor. Ama aileler şunu unutmasınlar, tüm bu duygular doğuştan geldiği için kişiyi tekrar kendi cinsine döndürmek söz konusu değildir. Aileler çocuklarındaki farklılıkları görmemezlikten gelmeyip, çocuk psikiyatrisine başvurabilirler. Aksi takdirde çocuk büyüdükçe sıkıştığı o kabuk içinde daha da çok mutsuz olacağı için intihar etme eylemine yönelebilir” şeklinde konuştu.
