Dışişleri bakanı Ahmet DAVUTOĞLU Trabzon’da Dışişleri bakanı Ahmet DAVUTOĞLU Trabzon’da
Bakan Davutoğlu, Suriye konusunda TBMM genel Kurulu'nu bilgilendirdi. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük demokratikleşme hamlesini gerçekleştirmiş Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarından ağır silahlarla hüküm sürmek isteyen bir yönetimin yanında yer almasını beklememesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Suriye politikamıza yönelik olarak aceleci davranmakla suçlayanlara da şunu sormak istiyorum; harekete geçmek için daha kaç bin insanın ölmesi, yaralanması, gözyaşı dökmesi, hapislere girmesi, daha kaç bin çocuğun öksüz ve yetim kalması gerekiyordu? Aslında bu eleştirinin de diğerleri gibi dış politikayı bir süreç olarak analiz etmek yerine, bir tabloya bakarak değerlendirdiğini görüyoruz" dedi.

Suriye'de yönetimin her şeye rağmen şiddet politikasından vazgeçmemesinin, Türkiye'ye yönelik bir kitlesel göç dalgası yaşanması gibi olumsuz yansımalarının olmasının ihtimal dahilinde olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Biz Suriye'deki gelişmeler karşısında kendi ulusal güvenliğimizi ve çıkarlarımızı gözeterek her türlü ihtimali düşünüyor ve dikkate alıyoruz. Sınırımızda on binlerce insan yığıldığı takdirde ne tür önlemler alacağımızı planlamak büyük devlet olmanın bir gereğidir. Bazılarının öne sürdüğü gibi ne müdahale ne de savaş çığırtkanlığıdır. Burada eleştirilecek bir şey varsa, ulusal güvenliğimiz için gerekli önlemleri şimdiden düşünmemizin her ihtimali dikkate almamızın sorgulanmasıdır. Hem yaşanan tüm
gelişmelerde ezberlenmiş bir retoriği tekrar edeceksiniz, konu ne olursa olsun 'hükümet hazırlıksız yakalandı' gibi beylik laflar edeceksiniz; hem de uzun vadede her türlü ihtimali düşünen hükümeti savaş çığırtkanlığı yapmakla suçlayacaksınız. Biz, zulümden kaçıp evlerini, akrabalarını, geçmişlerini geride bırakıp dost, kardeş kapısına gelenlere 'hayır geri dönün' basiretsizliği göstermeyeceğiz. Bütün Suriyelilere kapımızı açık tuttuk, açık tutmaya devam edeceğiz."

"TARİHİN AKIŞINDA DOĞRU YERDE DURUYORUZ"
Suriye yönetimine ve bu zulme arka çıkanlara seslenmek istediğini ifade eden Davutoğlu, bugüne kadar kinin, nefretin, zulmün hallettiği hiçbir mesele olmadığını söyledi. Davutoğlu, tarihin kendi halkına kıyım gerçekleştiren her yönetimin er ya da geç ama mutlaka adaletin pençesine yakalandığının örnekleriyle dolu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Suriye yönetimine her şeye rağmen arka çıkanlar büyük bir cürüme de ortak olmaktadırlar. Biz tarihin akışında doğru safta, inandığımız insanlık değerleri adına, özgürlük, adalet ve hakkın yanında ulusal çıkarlarımız açısından ise doğru yerde olduğumuz konusunda bir an bile tereddüt duymadık, duymayacağız. Bu tutumumuzu da kararlılıkla sürdüreceğiz. Suriye konusunda insanlık vicdanının sesi, AK Parti iktidarındaki Türkiye'dir. Bu ses her türlü siyasi hesabın üstünde bir erdemdir. Bu ses bizim insanlık anlayışımızın, tarih sorumluluğumuzun ve gelecek tasavvurumuzun gereğidir. Bu ses, bu zorlu süreçte en gür şekilde çıkmaya, Suriye halkının yanında olmaya devam edecektir."

"ORTADOĞU'NUN ÖNCÜSÜ TÜRKİYE"
Türkiye olarak, bundan sonra da Ortadoğu'daki değişim dalgasını yöneteceklerini belirten Davutoğlu, "Bu değişim dalgasının öncüsü olmaya devam edeceğiz. Bugün bütün Ortadoğu toplumlarında Türkiye sadece dost ve kardeş bir ülke olarak değil, geleceği belirleme kudretine sahip, yeni bir fikrin, yeni bir bölgesel düzenin öncüsü bir ülke olarak görülmektedir. Burada biz, bu misyonun gereğini yaptık, yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Kendilerini Suriye konusunda eleştirenlere bir tavsiyede bulunmak istediğini de kaydeden Davutoğlu, "Gidin, Kahire'nin, Trablus'un, Beyrut'un, Tunus'un, Kudüs'ün sokaklarına çıkın ve sorun; 'Türkiye'nin Suriye politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sorun. Daha siz sormadan size sarılacaklar ve Türkiye'nin takip ettiği onurlu politika dolayısıyla takdirlerini ifade edeceklerdir. Ama Ortadoğu'daki kardeş halkların yerine, onlarla kucaklaşmak yerine, dikta rejimleriyle kucaklaşanların böyle bir yeni anlayışı anlamaları mümkün değil" dedi.

"YENİ BİR ORTADOĞU İDDİAMIZ VAR"
Hem insanlığın ve bölge halkının vicdanı olmaya devam edeceklerini hem de ulusal çıkarları korumaya devam edeceklerini belirten Davutoğlu, "Çünkü zihnimizde nasıl 'yeni bir Türkiye' iddiası varsa, 'yeni bir Ortadoğu' iddiası da var. Bu yeni Ortadoğu iddiasının temelinde de etnik ve mezhep farklılıklarına dayalı değil, kardeşliğe dayalı yeni bir barış düzeni var. Bu barış düzeni kurulana kadar çalışacağız. Kim ne derse desin, bu barış düzenin öncüsü de, sözcüsü de Türkiye olacaktır" şeklinde konuştu.  Davutoğlu, muhalefetin kaygılarını anladığını çünkü farklı bir siyaset anlayışını temsil ettiklerini belirterek, "Baas siyaset anlayışını tercih edenlerin bizi anlamaları mümkün değil, bunu beklemiyoruz. Bizim için öneli olan Suriye, Şam sokağının, Dara sokağının, Hama'nın, Humus'un, Lazkiye'nin bizi anlamasıdır. Onlarında bizi anladığından eminiz" dedi.

"TÜRKİYE'DEDARBEYİ SAVUNANLAR"
Geleceğin arkaik rejimlerde değil, halkların iradesinde olduğunu belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'de darbeyi savunanlar, tabii ki o bölgelerde de azınlık diktalarını savunacak, bunu normal karşılıyorum. Ama 74 milyon Türk halkı Suriye halkının yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Hiçbir etnik ve mezhebi fark gözetmeden, Sünni'siyle, Şii'siyle, Nusayri'siyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Türkmen'iyle bütün Suriye'yi kucakladık, kucaklamaya devam edeceğiz. Bu yeni düzenin, bu yeni barış düzeninin ilk işaretleri görülmüştür. Bu yeni barış düzeninin ilk işaretleri de inşallah Suriye'deki baskı yönetimine son verecektir. Bizim iktidarımızın iradesi sadece ve sadece Türk halkından meşruiyetini alır. Başka hiçbir güce dayanmadık, bunu da halkımız her seçimde tekrar olarak teyit etti. Yeni bir Ortadoğu doğuyor. Bu yeni Ortadoğu'nun sahibi, öncüsü, hizmetkarı olmaya devam edeceğiz. Bu yeni Ortadoğu'da zulümler, baskılar, diktalar değil, halkın iradesi, hakkın sesi, adaletin sesi hakim olacak. Türkiye bu sesin her yerde gür savurucusu olacak. Bu yeni Ortadoğu ile birlikte Türkiye'nin etrafında yeni bir barış kuşağı, yeni bir istikrar ve refah kuşağı oluşacak. Türkiye olarak biz büyük ekonomik kalkınmamızı, demokratikleşmemizi, uluslar arası itibarımızı bu yeni Ortadoğu ile birlikte, oradaki halklarla birlikte inşa edeceğiz, geliştireceğiz. Bu yeni barış düzeninin öncüsü olma konusundaki gayretlerimize verdiğiniz destekler dolayısıyla teşekkür ediyorum."

Editör: TE Bilişim