Gemi Söküm Sektörü İftiralarla İlgili Hukuki Süreci Başlatacak Gemi Söküm Sektörü İftiralarla İlgili Hukuki Süreci Başlatacak
Babacan, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın düzenlediği Geleneksel Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Töreni’ne katıldı. Törende, en yüksek yatırım, üretim, ihracat gerçekleştiren, en fazla istihdam sağlayan, en yüksek vergi ödeyen KOBİ'ler ile başarılı AR-GE, inovasyon çalışmaları, yılın başarılı kadın girişimcisi, genç girişimcisi ödülleri verildi. EBSO'nun Başarılı Sanayi Kuruluşları Ödül Töreni'nde ''Odamızın Çınarları Ödülü'' ve ''İzmir'e Değer Katanlar Özel Ödülü'' de dahil olmak üzere toplam 253 ödül sahiplerini buldu.
Hilton Oteli’nde düzenlenen törende konuşan Ali Babacan, 2008-2009 yıllarında yaşanan küresel ekonomik krizin bitmediğini ve 2. Dünya Savaşı’ndan daha ağır bir yük getirdiğini belirterek, dünyanın ekonomik merkezinin hızla doğuya kayacağını ve Türkiye’nin pazar alanlarını geliştirmesi gerektiğini belirtti.
Ödülleri firmaların temsilcilerine tek tek veren ve onlarla fotoğraf çektiren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD, Japonya ve Avrupa ülkelerinin ekonomik kriz nedeniyle karşılaştığı sorunları örneklediği konuşmasında, Türkiye’nin aldığı önlemlerle bu sıkıntılı süreci iyi yönettiğini ancak Türkiye’nin geldiği noktanın kıskançlıkla izlendiğini belirterek, içte ve dışta Türkiye’nin huzurunu bozmak için uğraşan çok sayıda güç olduğunu vurguladı.
Ekonomik başarılarının ardında siyasi istikrar olduğunun altını çizen Babacan, buna sahip çıkılması ve tehditleri karşı birlik olunmasının önemine dikkat çekti ve şöyle konuştu: “2008-2009 yıllarında yaşanan kriz henüz çözülmüş geride bırakılmış değil. Bu yük 2’nci Dünya Savaşı ile mukayese edilebilecek kadar ciddi bir yük. Avrupa’da pek çok ülkede yüksek borç oranları var. Bu borçların kriz öncesi seviyeye inmesi yıllarca hatta bazı ülkelerde onlarca yıl sürecek. Gelişmekte olan ülkelerde bu yük daha büyük sorunlara yol açacak. Dünyanın ekonomik ağırlık merkezi hızla doğuya doğru kayıyor. Bundan sonraki dönemde çok parlak bir performans gözükmüyor. Türkiye olarak hızla pazarlarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Yeni ülkelere ve yeni ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Asya ve Afrika çok çok büyük bir potansiyel. Artık bundan sonra ekonomik büyümenin büyük bir kısmı gelişmekte olan ülkelerden gelecek. Ülkedeki istikrar ortamı bizim ekonomik başarılarımızın altındaki en önemli temellerdir. 2013 yılına son 4 gün kaldı. ABD daha 2013 bütçesini yapabilmiş değil. Biz Ekim ayında 2015’e kadar olan programımızı açıkladık. Açıkladığımız tahminlere yüzde 100 uyan bir bütçe oluşturduk. Biz kendi meclisimizde memurlara ve işçilere ne kadar zam artışı yapabileceğimizi konuşurken, hangi yeni projelere başlayacağımızı konuşurken, diğer ülkelerin meclislerinde ne kadar memurun işten çıkarılacağı konuşuluyor. Emekli maaşlarının ne kadar düşürüleceği konuşuluyor. Zor konumda ve koşullarda olmamıza rağmen geldiğimiz nokta kıskançlıkla bakılan bir nokta. Türkiye’deki bu huzur ortamını bozabilmek ve sarsabilmek için uğraşanlar çok fazla. Dışarıda çok ama maalesef içimizde de yok değil. Biz sapasağlam durduktan sonra, kararlılıkla yürüyebildikten sonra, doğru ekonomi politikalarıyla ilerledikten sonra önümüz açık, yolumuz açık.”

İŞ GÜCÜ PİYASASI
Babacan, Türkiye’nin iş gücü piyasasıyla ilgili reformlara ihtiyacı olduğunu dile getirerek, Avrupa ülkelerindeki esnek çalışma modellerini anlattı ve bu konuyla ilgili Çalışma Bakanlığıyla birlikte bir program hazırladıklarını anlattı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin iş gücü piyasası ile ilgili reformlara ihtiyacı olduğunu anlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Pek çok Avrupa ülkesinde esnek çalışma modelleri var. Bununla ilgili de Çalışma Bakanlığımızla birlikte bir program hazırlıyoruz. KDV ve Kurumlar Vergisi için de bir şeyler olacak mı denildiğinde biz çalışacağız. Bu konuda henüz bütçe yapımız buna elverişli değil maalesef. Ama bütçeye fazla yük getirmeden de ne yapılabilir diye arkadaşlarımızın baktığı bir konu. Ama bizim vergiden başka gelirimiz yok. Bazı ülkelere bakıyorsunuz. Her alandan geliri var. Mesela Rusya’ya bakıyorsunuz. Geliri petrol ve gaz. Ama bizim gelirimizin tamamı vergi. Topladığımız vergilerin tamamını yine bu ülke için harcamaktayız” 

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK SORUNU
Enerjide dışa bağımlılığın da büyük sorun teşkil etmeye devam ettiğini aktaran Babacan, nükleer enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz bir koşul haline geldiğini belirtti: Türkiye’de enerjide ciddi bir dışa bağımlılık sorunumuz olduğunu belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerjide birkaç temel konu var. Nükleer enerji bu artık Türkiye için olmazsa olmaz noktaya geldi. Ekonomik güvenlik meselesi haline geldi. Kendi enerjimize sahip olmadan istikrarlı ekonomik yapıya ulaşmamız güç görünüyor. Bunun yanında yerli kaynaklarımızı daha çok kullanmalıyız. Linyit kömüründen enerji üretimi için özel bir program başlatacağız. Yenilenebilir enerji kullandığımız enerjiyi daha verimli kullanmalıyız. Teknolojinin yardımıyla iyi planlanmış enerji kullanımıyla enerji verimliliğini artıracağımız geniş bir alan olduğunu düşünüyoruz.”
Türkiye’de tasarruf oranlarının düşük olduğuna da vurgu yapan Babacan, 1 Ocak’tan itibaren bireysel emeklilik sistemine geçen vatandaşlara devletin de destek olacağını açıklayarak şu bilgileri verdi: “1 Ocak’tan itibaren bireysel emeklilik sistemine geçeceğiz. Bunun kanununu geçen yıl Haziran ayında çıkarttık. İkinci düzenlemeleri de yapıldı ve bu sisteme geçiyoruz. Vatandaş kenara 100 lira koyduğunda devlet de yanına 25 lira koyuyor. Ve bu hesaplar bireysel emeklilik şirketlerinin yönettiği ancak sahibi olmadığı hesaplar. 5-7-10 yıl gibi dönemlerde oluşabilecek sistemde on yıl kalan parasının yüzde 70-80’ini alabilecek. Bunun kanununu geçen yıl Haziran ayında çıkarttık. İkinci düzenlemeleri de yapıldı bu sisteme geçiyoruz.”
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, EXPO 2020’ye yönelik çalışmalar hakkında da görüş ve düşüncelerini dile getirdi.
EXPO’ya hükümet olarak önem verdiklerini dile getiren Babacan, her platformda İzmir’in EXPO adaylığını gündeme getirdiklerini ve yoğun bir şekilde çalıştıklarını şöyle anlattı: “Biz İzmir özeline gelecek olursak, gerçekten EXPO bizim hükümet olarak son derece önem verdiğimiz bir konu. İzmir EXPO 2015’i alabilmek için aday oldu. Maalesef İtalya kazandı. EXPO bizim üzerinde biraz daha tecrübe kazanmamız gereken bir konu. İzmir’in ciddi bir aday olarak tanınması açısından önemli bir gelişme oldu. 2015’teki sonuç bir yatırımdır, çok ciddi bir reklam kampanyası olmuştur. Bu seçim konusunda Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve tüm bakanlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Her konuda mutlaka EXPO 2020 en önemli gündem maddemizdir. Bu sadece devletten devlete olabilecek bir iş değildir. Fransa’daki delegeler toplanıyor. Her delegenin elinde bir oy verme makinesi var. Ve 10 saniye içerisinde hangi ülkenin ne kadar oy aldığını görüyorsunuz. Ama dediğim gibi epey bir şeyler öğrendik. Başta İzmirli Bakanlarımız olmak üzere tüm hükümet yanınızdayız. Yönünü tüm dünyaya çevirmiş bir şehir olması İzmir’i çok güçlü bir aday haline getiriyor. Türkiye geliyor, İzmir geliyor. Bu defa sonuçların çok daha iyi olacağına inanıyorum kazandığımız tecrübeye baktığımızda”
Babacan, İzmir için bir yatırım portföyü oluşturduklarını ve her bir projenin çok önemli olduğunu da dile getirerek, İzmir’de birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesini istedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu süreç içerisinde tabii İzmir’in çok fazla yatırıma ihtiyacı olduğunu anlatan Babacan, şunları söyledi: "EXPO’dan bağımsız olarak biz İzmir için çok önemli bir yatırım portföyü oluşturduk zaten. Bu projelerin hepsi birbirinden önemli. İzmir-İstanbul Otoyolu ile ilgili yap-işlet-devret modeli ile ilgili çalışmalar başladı ve özel sektör eliyle devam ediyor. Bunun hemen yanında İzmir’in içinde ve çevresinde olan projeler var ki çok daha önemli. İzmir’in iki yakasını bir araya getirecek olan İZKA-RAY Projesi çok daha önemli. Konak Tünelleri İnşaatı devam ediyor. Yine önemli bir liman projemiz var. Bu liman projesinin de İzmir’e çok çok büyük bir değer katacağına inanıyoruz. Bugün uçaktan inerken gördüm ki iç hatlar terminali de hızla yapılıyor. Tüm bunlar İzmir’imizin çok daha farklı bir morale ulaşmasını sağlayacak önemli adımlar. İzmir'e siyaset öncesi çok daha sık gidip gelirdim. İzmir’de biz bu birlik beraberliğin kuvvetlenmesini istiyoruz. Beraber İzmir için, İzmir’in geleceği için çalışmayla İzmir’in daha iyi bir noktaya geleceğine inanıyorum. İzmir için ne yapabilirim deyip el ele verildiğinde ben inanıyorum ki çok daha güzel sonuçlar çıkacaktır. Ve inanın bütün alanlarda tarımda, sanayide, turizmde dengeli olan güçlü olan başka bir ilimiz de yok. İzmir’de her alan kendi başına çok çok büyük bir potansiyeldir.”
Babacan’ın dışında törenin açılış konuşmasını yapan EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, sanayicilerin en büyük sıkıntılarından birinin gizli süspansiyonlar ve serbest ticaret anlaşmaları sonunda maruz kaldıkları haksız rekabet olduğunu söyledi.
Tiryaki, Avrupa Merkezli ekonomik gelişmelerin 2012 yılına damgasını vurduğunu anlatan Babacan, şöyle konuştu: "içeride sanayicimiz global gelişmelere karşın ithalatına ve ihracatına devam etmiştir. Krizin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen sıkıntılar hâla devam etmektedir. Yaşanan gelişmeler karşısında uluslar arası kredi derecelendirme kuruluşları ülkemizin hakkını teslim ederek kredi notumuzun yükseldiğini belirtmişlerdir. 2013-2015 orta vadeli plan hedeflerini gerçekçi ve ulaşılabilir bulmaktayız. Bunun yanında 2013 yılında oluşabilecek risklere karşı ülkemiz çok daha güçlü ve dayanıklı durumdadır. Bu hedeflere ulaşmak için biz sanayicilerin tek parolası üretmek olacaktır. Ayrıca Teşvik Yasamız çok iyi niyetle hazırlanmasına rağmen özel önem taşıyan sektörlerde, pratikte henüz istenen faydayı sağlayamadığı da bir gerçektir. Sanayiciler olarak en büyük sıkıntılarımızdan birisi gizli süspansiyonlar ve serbest ticaret anlaşmaları neticeleri sanayicilerimizin maruz kaldığı haksız rekabettir. Rekabette adaletin olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu dönemde Türkiye’nin önüne tarihi fırsatlar çıkıyor. Ülkemizde kronikleşmiş terör sorununun da 2013 yılında çözüleceğine inanıyoruz. İnsanlarımızın acılarla değil, işle, aşla meşgul olması tek dileğimizdir. 2013 yılının sanayicilerimiz ve ülkemiz adına huzur, güven ve refah içinde geçmesini temenni ediyorum” 
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da Tiryaki’ye destek verdi ve sanayicinin haksız rekabet nedeniyle mağdur edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yorgancılar, bugün coğrafyamızın çok kritik dönemden geçtiğini belirterek "Üreten sektör temsilcileri olarak kendi gücümüzün farkındayız ve gücümüzün değerlendirilmesini istiyoruz. Ek vergilerle, bürokrasilerle elimiz, kolumuz bağlansın istemiyoruz'' dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, EXPO’ya verilen destek nedeniyle teşekkür ettikten sonra organize sanayi bölgeleri konusunda hükümetin desteğini istedi.
Başkan Kocaoğlu, İzmir sanayisinin büyüyemediğini belirterek şöyle konuştu: "10 tane OSB’mizde boşluk var ama buraya yatırımcı gelmiyor. Yerin yanından yol geçiyor Turgutlu OSB yer alıyor. Bir tanesinde arsa yok, bir tanesi boş. İki il arasındaki fark. OSB’lerimizin elektriği her şeyi gelmiş ama bir türlü yatırım yapılamıyor. Bir de liman projesi var. Büyük Körfez Projesi ile bu sorunun üzerine eğildik. Eğer bir sorun çıkmazsa hallediyoruz. Üçüncüsü de turizm. Ege Bölgesi’nin de Güney Antalya Bölgesi gibi pay alabilmesi için teşvike ihtiyaç vardır”
İzmir Valisi Cahit Kıraç da, EXPO çalışmaları hakkında bilgi vererek sözlerini şöyle tamamladı: “İzmir ticarette, sanayide, turizm ve tarımda Ege Bölgesi’nde önemli bir şehir. Tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin üretimde önemli bir şehriyiz. Jeopolitik konumu ve sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel değerleri ile turizme ev sahipliği yapabilecek bir şehiriz. Başarıların ödüllendirilmesi başarıların devamı açısından da önemlidir. Her alanda ülkemizin hep daha ileriye gitmesi için gayret gösteriyoruz. 2015 EXPO’sundan aldığımız güçle deneyim ile faaliyetlerimize devam ediyoruz” 


Editör: TE Bilişim