Topuklu Ayakkabı Giymenin 15 Altın Kuralı Topuklu Ayakkabı Giymenin 15 Altın Kuralı
14 Şubat Sevgililer Günü etkinliği kapsamında Fethiye Gönül Dostu Hanımlar Derneği tarafından son zamanlarda giderek artan boşanma olaylarının önüne geçmek için Bayanlara yönelik olarak “Kalp Sevmekle Yorulmaz” Konulu bir konferans düzenlendi. Otel Mara Salonunda düzenlenen Konferansa konuşmacı olarak katılan Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu “evlilik müessesesinin çürümesi durumunda; toplumda sevgi, saygı, merhamet, karşılıklı güven duygusunun bütünüyle ortadan kalkacağını belirtti. Evliliğin maddi manevi önemine değinen Vakkasoğlu, İslam'ın aileyi kutsal bir kurum haline getirdiğini belirterek, “Çünkü evliliğin temel yasasını ortaya koyan, evlilik diye bu müesseseden bize bahseden Rabbimiz doğrudan doğruya eşler arasındaki sevgiyi de, kendi varlığının önemli bir delili olarak bize söylüyor. Dolayısıyla nikâh bağıyla bir kadın ile bir erkeğin bir araya gelmesi evlilik ise eğer bu, çok önemli. (Evlilik) Toplumun temeli, iyi bir Müslüman yetiştirmenin temeli, insan olmanın temeli, sevgi dolu yürek taşımanın temeli, yani hayatın temeli. Temelsiz kalıyor insanlar, bu hayatı çekip aldığı zaman” dedi.
Evlilik müessesinin çürümesi durumunda toplumda güven duygusunun ortadan kalkacağının altını çizen, çizen Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu “Evlilik müessesesi çürürse, ya da evlenenler ayrılır boşanma hızı bu oranda devam ederse Allah korusun; bu toplumda sevgi, saygı, merhamet, karşılıklı güven duygusu bütünüyle ortadan kalkar. Şimdi seviyeli birliktelik diyorlar, nikah bağıyla bir araya gelmeyen insanların, kadın erkekle birlikte yaşadığına şahit oluyorsun. Ama böyle bir birliktelikten hayırlı evladı bir kenara koyalım da, evlat yetiştirme duygusu çıkabiliyor mu, görmüyoruz” diye konuştu.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Vakkasoğlu, “Lütfen baksınlar etraflarına dikkatli bir gözle. Ekranlarda gördükleri o çok parlak seviyeli birliktelik hikâyelerinin arka yüzlerinde ne facialar var, ne gözyaşları var, ne mutsuzluklar var. Bunların yaşadıklarını görüp de ben de o faciaya ortak olayım, ben de o gözyaşını dökeyim; ben de o musibete, belaya uğrayayım demektir, aynı şeyi taklit etmek. Ama bir aldanıştır, ekranın ön yüzünde, ya da gazete sayfalarında, roman sayfalarında bu tür şeyler. Hayatın gerçekliğinde bunların hiçbir gerçekliği yok. Şimdi biri, bir felaketi yaşadıysa, kendisinin de bunu denemesi gerekmiyor ki. Bir genç evlenecek bir kız düşünüyorsa kafasında, bunun herhalde iffetli, adaplı eş olabilecek kalite de düşünüyor. Bunu düşünen bir insanın da bir gencin, bir delikanlının da aynı özellikleri taşıması gerekmez mi. Ben gençliğimi hiçbir ölçü hiçbir sınır tanımadan yaşayacağım; ama karşımdaki hanımefendide de bunları istemeyeceğim, bu haksızlık, bu adaletsizlik. Bu konudaki hak ve hukuk eşitsizliği olmuyor tabi. Onun için kendileri için ne düşünüyorlarsa, kendileri de aynı özelliği taşımalılar. Böyle kurulan aileler sağlam oluyor, güven duygusu içinde oluyorlar. Ve oradan hayırlı evlat yetişiyor. En önemlisi ise Ailede Annenin evladına ve yuvasına gösterdiği anne Şefkatini Babanın da aynı şekilde göstermesi gerekiyor. Bu durumda biz erkeklere de büyük görevler düşmektedir. Aile son kale, yıkılırsa hepimiz bu kalenin altında kalırız” şeklinde konuştu.


Editör: TE Bilişim