Ben Şeytanım Deyip Öldürdü... Ben Şeytanım Deyip Öldürdü...
 CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile Ankara Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, Gürkent Otel'de basın toplantısı düzenledi. Seçimlerin iptali ve başvuru hazırlıkları ile ilgili açıklama yapan Yavaş, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yavaş, Ankara'da adaletin tecelli etmediğini iddia ederek şöyle konuştu: "Sandığa yansıyan ama engellenen halk iradesine, hukuk çerçevesinde tüm haklarımızı kullanarak sahip çıkıyoruz.

Demokrasimize düşen kara bir gölgenin kaldırılması için verdiğimiz mücadelenin yeni bir evresi için toplanmış bulunuyoruz. Bugün Yüksek Seçim Kurulu'na başvurarak, Ankaralıların iradesine vurulan darbenin ortadan kaldırılması için hukuki hakkımızı kullanacağız. İnanıyoruz ki adalet tecelli edecek, sandığın namusunun korunduğu bir karar çıkacaktır."

Türkiye'de önceki seçimlere oranlanamayacak derecede tartışmaların ve itirazların söz konusu olduğunu ileri süren Yavaş, şunları söyledi: "Bazı seçim bölgelerinde 16. defa oyların yeniden sayılmasına karar verilirken Ankara'da seçim gecesi yaşanan ihlallerin çok daha ağır olduğunu bütün kamuoyu bilmektedir. Bu şaibelerin yok sayılamayacağını biliyor, Türkiye'nin artık seçimlerde uluslararası gözlemci isteyecek duruma gelmesine bu ülkenin ilgili kurumlarının izin vermeyeceğini ümit ediyoruz.

Aksi halde, kazanma uğruna her şeyi mübah gören anlayış yüzünden sadece Ankara değil Türkiye kaybedecek. Başkalarına hukuksuz oturacakları koltuklar nasıl haram olacaksa, bize de bir oy sahibinin bile iradesine sahip çıkmamak, mücadeleden kaçmak haram olacaktır." 

Makamların değil hukukun önemi olduğunu anlatan Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "O hukuku korumak bizim haysiyet borcumuzdur. Yalan ve iftiralarla elde edilecek başarının, devlet kurumlarının antidemokratik müdahaleleriyle ortaya çıkacak zaferin aslında açık bir yenilgi olduğunu ve zavallı bir çaba olarak tarihe geçeceğini hatırlatmak isterim. Haketmediğimiz koltuk bizim için utanç makamıdır. Bizim demokrasi kültürümüz ve inançlarımız sadece helal üzerinedir. Bu nedenle YSK'ya Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçiminin iptali istemli olağanüstü itiraz dilekçemizi sunuyoruz.” 

Yavaş, itirazlarının gerekçelerini 12 bin 334 sandıktan 6 bin 240 sandıkta hatalı işlem veya tutanağın geçersiz olduğunu gösterdi. Yavaş, bu 6 bin 240 sandıktan en fazla göze çarpan usulsüzlük türlerini şöyle anlattı: "Mühürsüz tutanaklar, tutanaklarda geçersizlik sebebinin yazılmaması, toplama ve kaydırma hataları. Mühürsüz tutanakların sayısı 2 bin 908. Mühürsüz tutanaklardaki toplam oy sayısı 713 bin 556. Bu bahsettiğimiz 6 bin 240 tutanağın tamamını biz YSK'nın verilerine ulaşarak görüyoruz, yani elimizdeki veriler değil. Mühürlü tutanaklarda CHP önde, ancak mühürsüz olanlarda AKP öndedir.

Sonuç olarak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, mühürsüz, geçersiz oylar ve başka hukuka aykırı uygulamalar nedeniyle Ankaralıların iradesi sonuca doğru olarak yansımamıştır. YSK'nın belgelediğimiz bu hukuk dışı uygulamaları değerlendirip seçimin yenilenmesi kararını vermesini bekliyoruz. Bu seçimler böyle gider, şaibeli hale gelirse bundan sonra kısa zamanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından yapılacak genel seçimler şaibeli olacaktır.”


"HİÇBİR SEÇİMİ SİZİN BİR TEK SAÇ KILINIZA BİR DAMLA KANINIZA DEĞİŞMEM"

Yavaş, bir gazetecinin "YSK reddederse ne olacağını" sorması üzerine şöyle cevap verdi: “Yeniden seçim yapma imkanı olmuyor ama Anayasa Mahkemesi AİHM’e kadar gideceğiz. Dediğim gibi 1 oyun bile peşindeyiz.” 
YSK önündeki güvenlik önlemleri ve Ağrı seçimleriyle ilgili soruya Yavaş, "Oradaki korumanın neden yapıldığını bilmiyorum. Ben defalarca vatandaşların YSK önünde beklemesi gerekmediğini söyledim. Bugüne kadar YSK ile bir işimiz yoktu” karşılığını verdi.

2003’te Siirt’te tekrar edilen seçimlerle benzerlik olup olmadığı sorusuna Yavaş, şöyle karşılık verdi: “Benzerlik var ama biz onu kullanmadık. Söz konusu durumlar seçimi doğrudan etkilemektedir.”
Yavaş, Melih Gökçek’in ‘çöpten oy pusulaları çıktı’ açıklamasıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi:

“Bana gece yarısı bir telefon geldi ve tutanak bulduklarını söylediler ben de avukat arkadaşımızı aradım. Bizdeki tutanaklarla aynı olduğunu tespit ettik. Herkese verilen tutanakların bir kısmının çöpe atıldığını gördük. Ancak, belli ki izleniyoruz. Yarım saat içinde çöpte oylar bulundu. Uzaktan yakından şaibe olsaydı hakkımızı arardık. Oy pusuları demiş açıklamasında oy pusulası değil tutanak söz konusu.

Anayasa Mahkemesi’ne gittiğimizde seçimlerin iptaline karar veremiyor ama usulsüzlüğün tespitini yapıyor. Usulsüz yapılan bir seçimin tespit edilmesi bizim için çok önemlidir. Usulsüz bir seçim sonrası orada oturan birinin meşruiyetinde de sorun vardır. Hiçbir seçimi sizin bir tek saç kılına bir damla kanına değişmem. Ancak bu hak aramamızı dahi kışkırtıcılık olarak gören insanlara karşı dikkatli olmanızı rica ediyorum.” 

Editör: TE Bilişim