Perde ipine dolanan çocuk kurtarılamadı Perde ipine dolanan çocuk kurtarılamadı
 Karun Hazineleri, Uşak’a bağlı Güre beldesi yakınlarındaki üç ayrı tümülüsten 1966-1969 yılları arasında kaçak kazı ile çıkartılmış, sonra da yurt dışına kaçırılmıştı. Türkiye uzun uğraşlar sonucu hazineleri Amerika’dan teslim alarak önce Ankara’da, sonra da Uşak’taki Arkeoloji Müzesi’nde sergilemeye başlamıştı. Hazinenin en değerli parçalarından biri olan “Kanatlı Deniz Atı Broşu”, 2005 yılında Uşak Arkeoloji Müzesi'nden çalınarak sahtesiyle değiştirilmişti. Olayla ilgili açılan davada eski Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu ile birlikte 10 kişi ceza aldı. Yaklaşık 7 yıl süren dava sonuçlandıktan sonra çalınan broşun Almanya’da bulunduğu haberi kentte sevinçle karşılandı.
Uşak İl Kültür ve Turizm Müdürü Şerif Arıtürk, broşun resmi işlemler bittikten sonra bunduğu topraklarda sergilenmeye devam edeceğini ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açıklamalarından sonra büyük bir sevinç yaşadıklarını belirten Arıtürk, “Çok sevinçliyiz. 2005 yılında çalınan broş bulundu. Yasal süreç bitince ilimize geri gelecek. Broşu ve hazineleri yeni müzede sergileyeceğiz. Çünkü modern bir müze inşa ediyoruz. Şuanda sergilenen broş sahte. Bunun sahte olduğu çıplak gözle bile anlaşılabiliyor. Orijinal broş 13,5 gram som altından yapılmıştır. Ama şuan müzedeki sahte broş, 22,5 gramdır. Zaten eski Müze Müdürü Kazım Akbıyıkoğlu’nun ceza almasının nedenlerinden bir tanesi budur. Bilindiği gibi 11 yıl ceza aldı” dedi.

“ANTİK DEĞER TAŞIDIĞINI BİLMİYORDUK”
Öte yandan, hazineleri bulan 5 kişiden biri olan Kemal Çakar hazineyi nasıl bulduklarını anlattı. 1968 yılında Güneli köyü yakınlarındaki Aktepe Tümülüsü’nde yaptıkları kazı ile hazineleri bulduklarını belirten Çakar, “O dönem herkes kaçak kazı yapıyordu. Bazı tümülüslerde 80 kişilik kazılar yapılıyordu. Ahmet Bülbül adlı arkadaş Aktepe Tümülüsü’nde hazine olduğunu söyledi. Kazmaya karar verdik ve Karun Hazineleri’ni bulduk” dedi.
Hazineleri bulduktan sonra jandarmanın baskın yaptığını ve 28 gün hapis yattıklarını da söyleyen Çakar, “5 arkadaş gittik, öğleden sonra kazıya başladık ve gece 03.30 sıralarında antikalara ulaştık. Mezarın içerisinde maket gibi bir yer vardı. Cesedin etrafına koymuşlar hazineleri. Yaklaşık 200 parça vardı. Bulduklarımız arasında deniz atı görünümlü altın broş, pelitli kolye, bilezikler vardı. Bir adet çıplak vazo da vardı. Biz hazineleri daha sonra Dinarlı bir antikacıya sattık. Hazineleri Ahmet Bülbül, Nurullah Bülbül, İsmail Bülbül ve Yakup Karaköse ile birlikte bulmuştuk. Ahmet Bülbül, Dinarlı bir antikacı ile irtibat kurdu. Biz antikacıdan hazineler için o günün parasıyla 100 bin TL istedik. Adam derin bir oh çekti ve 50 bin TL fiyat verdi. Yapılan pazarlıklar sonucu hazineyi 78 bin TL’ye sattık. Parayı 5 kişi paylaştık. Biz bu işin yasak olduğunu bilmediğimiz gibi bulduğumuz mücevherlerin antik değer taşıdığını da bilmiyorduk. Hazineleri bulduktan sonra jandarma baskın yaptı ve 28 gün hapis yattık. Hazinelerin çok değerli olduğunu, Uşak vilayetini en az iki kez satın alacak durumda olduğunu öğrendiğimizde iş işten çoktan geçmişti. Hazineler daha sonra yurt dışına kaçırıldı. Uzun uğraşlar sonucu hazineler geri getirildi. Kazım Akbıyıkoğlu Müze Müdürü iken hazineleri ziyaret etmiştim” diye konuştu. 
1968 yılında buldukları hazinelerin çoğunun ABD’den geri getirildiğini ancak bazı önemli parçaların getirilemediğini de iddia eden Çakar, “Biz hazineleri bulduğumuzda 3 adet krem kutusuna benzer eserler vardı. Bu eserler altındı ve sallayınca sallanıyordu. O üç nadide parçayı bizim Uşak Müzesi’nde göremedim. Sorduğumuzda onların ABD’den gelmediğini söylediler. Broşun 2005 yılında çalındığını duymuştum, şimdi de bulunduğunu öğrendik ve çok sevindim. Hazineleri bulan 5 kişiden hayatta kalan sadece ben varım. Diğer arkadaşların hepsi vefat etti. Broş Uşak’a tekrar getirilirse ziyaret edip yeni müzede görmek isterim” dedi.



İzmir haberleri

Editör: TE Bilişim