Ahde vefa derdi eskiler…

 Hani şu ‘’ Sadece İstanbul’da bir semt değil vefa dostum’’ denilen o meşhur söz.

Ne kadar da ihtiyacımız var ona. En çok da benim sanırım. Biraz duygusala mı bağladım ne… Ne demeli bilmem ki  yüzüne bakınca adam kırk yıllık ahbabım gibi koluma giriyor dostum sensin kardeşim sen bilirsin sen bizim için bir tanesin.

 İşi bitince hemen İstanbul’a bağlıyor işi…

                                Canım Vefa ya işte semte yani anlasana…

Artık adamlıkta cepte, vefada cepte, dostlukta cepte… Varsa cepte korkma haci…  o da cepte.

Hakkımızda konuşanlar dahada üzücü olanı onların sözünü referans alarak hareket edenler. Ne kadar da acı... Ama inanın hakkımda olumsuz konuşmalarına sevinmedim desem yalan olur. Onların olumlu konuşmasıyla yada referansıyla bu iş olcaksa olmasın daha iyi. Tabii yinede insan üzülüyor be. bunca kardeşliğin iyiliğin yardımların karşılığı bumu.  Bütün bunları bu kadar yakınından görmek revamı acaba... 

 

 Sizinle bugun vefa ile alakalı hepimizin bildiği ama zamanla birilerinin hatırlatması icap eden o meşhur menkibeyi paylaşmak istiyorum.

 

Hz. Ömer (R.A)  dostlarıyla mecliste oturmuş sohbet ederlerken huzurlarına üç genç gelip selam vermiş. İçlerinden bir tanesi biraz kızgın bir ifadeyle: ‘Bu aramızda ki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Biz kardeşimle babamızın canına karşılık can isteriz’ der. Mübarek buruk bir şekilde duran gence şöyle dönerek: ‘Söyledikleri doğrumu evladım diye sorar’ Genç kısık sesle ‘evet efendim doğrudur’ der. Hz. Ömer : ‘Anlat bakalım nasıl oldu bu iş’ diye sorar. Genç anlatmaya başlar. ‘ Efendim bulunduğum köyde hali vakti yerinde bir ailenin oğluyum. Çok sevdiğim bembeyaz bir atım vardı.  Bir gören döner bir daha bakardı. Gözümden bile sakınır ona çok iyi bakardım. Atımla beraber  giderken nasıl olduğunu anlayamadan bu arkadaşların bahçesine girdi birden. Ne kadar bağırdıysam da hayvan ürktü ve bahçedeki ekinlere zarar verdi. Bu sırada arkadaşların babası Öfke ile evden çıktı  ve yerden aldığı taşı atımın kafasına vurdu ve at öldü. Ben de nefsime ağır gelen bu durumu görünce öfkeye kapılarak yerden aldığım taşı adamın kafasına vurdum. O da öldü. Kaçmak isterken arkadaşlar beni yakaladılar. Hadise aynen böyledir efendim’ dedi.

Hz. Ömer ‘ söylenecek bir şey yok bu suçun cezası idamdır biliyorsun. Madem suçunu kabul ettin getirin bakalım delikanlıyı’ buyurmuş. Genç yüksek sesle: ‘Efendim bir maruzatım var ‘diyerek anlatmaya başlar. Ben memleketim de zengin bir insanım. Babam rahmetli olmadan önce aile büyüğü ben olduğum için miras olarak bana epeyce altın bıraktı. Bende onları sakladım. Kardeşim var küçük yaşta şimdi siz beni burada infaz ederseniz kardeşim altınların yerini bilmediği için yetimin hakkını zayi etmiş olursunuz ve ALLAH (CC) katında sorumlu olursunuz. Bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim. Bu üç gün içinde yerime birisini bulurum demiş. Hz. Ömer: ‘Sen bu topluluğa yabancısın senin yerine kim kalır ki’ buyurur. Genç adam meclistekilere şöyle bir göz atar ve der ki : İşte bu zat benim yerime kalır. O zat Rasulullah efendimizin en yakın arkadaşlarından büyük sahabi Amr İbni As dır. Hz. Ömer Amr İbni As’a dönerek ‘Ey Amr, delikanlıyı duydun diyeceğin nedir’ buyurur. Mübarek gayet emin bir vaziyette Ben bu gence kefilim der.  Genç teşekkür eder huzurdan çekilir ve gider.

 

   Üçüncü günün akşamı babaları öldürülen gençler ve olaya şahitlik yapanlar Hz. Ömer’in yanına gelirler. Amr İbni As’ da ordadır. Babası öldürülen genç : ‘ Ya Ömer vakit dolmak üzere biz babamızın kanını isteriz diye söylenir. Kalabalık ise çocuk gelmedi. Buradaki zat Peygamber Efendimizin en yakın dostlarından Amr İbni As’dır. Onun kanınını istiyorsunuz. Biz diyetini ödeyelim. Böylece sizde istediğinizi almış olursunuz derler.Hz. Ömer kalabalığa dönerek :’ Hüküm böyle gereken ne ise yapılacak’ der.  Amr İbni As biz sözümüzün arkasındayız buyurur.Tam bu esnada kalabalığı yararak bir genç gelir.  Bu gelen üç gün önce yerine Amr İbni As Hz. Bırakarak giden gençtir. Kalabalık şaşkın bir vaziyette gence bakarken Hz. Ömer: Evladım gelmeme gibi bir nedenin vardı. Bu akşam da gelmeseydin hayatın kurtulurdu der. Genç vakurla başını kaldırarak (günümüz insanı için pekte önemli olmayan) ‘AHDE VEFASIZLIK ETTİ’ demesinler diye geldim der. Hz Ömer bu kez Amr İbni As hazretlerine dönerek‘Ey Amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kendi canını koyarak kefil oldun?. Amr İbni As vakurlu bir şekilde: Bu kadar insanın içinden beni seçti. ‘İNSANLIK ÖLDÜ’ demesinler diye  kabul ettim der. Bu sırada davacı olan gençler söze girerek biz bu davadan çekiliyoruz derler. Bu sözün üzerine Hz Ömer: Biraz evvel babanızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz  der. Gençlerin cevabı müthiştir. ‘MERHAMETLİ İNSAN KALMADI'demesinler diye derler.

 

   İşte böyle efendim. Ama maalesef günümüzde ne ahde vefa kaldı ne merhametli insan ne de insanlık kaldı… Allah sonumuzu hayr eylesin.