Denize Açılan Geçitler, Tekne Rampaları... 2019 yılının bir cumartesi sabahı, kahvaltı organizasyonunda arkadaşlarımla ayak üstü sohbet ederken biri “Kaklıç’ta bir usta var çok sağlam tekne yapar tavsiye ederim” demişti.

Kimseye söylemeden 10 dakika sonra arabaya atlayıp o ustayı bulup bir tekne siparişi vermiştim. Bu işe o kadar uzaktım ki tek karar verebildiğim teknenin rengi olmuştu, o da yanlış seçim olmuştu.

Amatör Denizcilik belgemi 2 saatlik bir eğitimi takip eden sınav sonucu almaya hak kazandım.  Tekneyi teslim almaya gittiğimde teslim eden usta gaz kolunu göstererek “bu ileri, bu geri” sonra dümeni göstererek “böyle çevirince sağ, böyle çevirince de sol” dedi. Bu değerli bilgilerle donanmış şekilde, engin denizlere açılmaya hazırdım artık.

Tekneyi denize indirdiğimizin ilk 60 saniyesinde motorun pervanesini taş deniz zemininde parçaladım, o gün tekneyi denizden römorkla çıkartmaya çalıştığımızda arabamız kuma battı ve traktör ile çekmek zorunda kaldık, ertesi gün çıpamızın ipi koptu, ertesi hafta motorumuz bozuldu.  4 yıllık tecrübemde denizciliğin doğasında mücadele, disiplin ve denize saygı olduğunu ayrıca pes etmemek gerektiğini öğrendim, deniz bana çok şey öğretti.

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın başarıyla ulaştığı “1 Milyon Amatör Denizci” hedefi hepimiz için gurur verici. Ancak bu alınan belgeler cüzdanların kullanılmayan köşelerinde kalmamalı. Belgesi olan bu denizciliğe hevesli topluluğu denizle buluşturup ekonomimizi hareketlendirmek için yönlendirmeliyiz. Tekne imalatı, tekne yedek parçası, bakım onarım sektörleri bu aşamada hem istihdam hem de ekonomide hareketlilik sağlayacaktır.  

Ancak…Geçen gün denk geldiğim haberde; Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği'nin (YATED) Başkanı Sn. Murat Bekiroğlu, Göcek’teki tekne konaklama ücretlerinin Monaco’daki marina tarifelerinin iki katı, Bodrum’daki marina ücretinin Yunanistan marina fiyatının 20 katı olduğunu ifade etmiş. Akıl alacak gibi değil sorun arz talep dengesizliği. Belgelerini almış olan 1 Milyon Amatör denizcimizin, toplam bağlama kapasitesi 6500 olan ve neredeyse %100 dolulukla çalışan bu marinalardan faydalanması ne mümkün ne de ekonomik gözüküyor. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da çok yönlü, destekleyici bir ana planımız yok. Sadece 1 Milyon belge vermekle sınırlı kaldık.   

Peki ne yapmalı?

Marinalarda tekne muhafaza etmenin ekonomik alternatiflerinden bir tanesi, 4-6 metrelik amatör başlangıç teknelerinin örneğini yukarıda gördüğünüz tekne rampalarında römork ile denize indirilmesi, bindirilmesi ve teknenin karada uygun bir park yerinde muhafaza edilmesi. Bu halka açık tekne rampaları amatör denizcileri deniz ile birleştiren birer geçiş kapısı olacaktır. Bazı belediyeler bu konuda çalışma yaptı ancak halihazırda çok yetersiz. İkamet ettiğim Seferihisar’da kamuya açık bir tekne rampası yapılması için son 4 yıldır başta yerel Belediye, Kıyı Emniyet Müdürlüğü, CİMER olmak üzere düzenli olarak yaptığım 8-9 başvurum cevapsız ve sonuçsuz kaldı. 

İyi bir şey yapabilmek için bürokrasi ile mücadele etmenin, fırtınalı çılgın bir denizle mücadeleden çok daha zor olduğunu deneyimledim.

Umarım deniz seven sivil toplum kuruluşları ve esas misyonu hayat kalitemizi arttırmak olan devlet kurumları sesimizi duyar ve belgesini almış amatör denizcilerimizi denizle buluşturmak için gerekli adımları atar.

Hepinize şimdiden sevdiklerinizle keyifli ve mutlu bir bayram dilerim…