Antalya'da deprem! Antalya'da deprem!
 Memorial Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op.Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, omurilik hasarlarının zamanında ve doğru tedavisinin önemine dikkat çekti. 
Omurga ve omurilikte meydana gelen travmatik hasarların, kısa veya uzun vadede ciddi problemler, yaşamı tehdit edici ve geri dönüşümsüz hasara neden olduğunu kaydeden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, omurga travmalarına zamanında ve doğru müdahalenin gelecekte ortaya çıkabilecek çözümsüz sorunları engellediğini kaydetti. 
Omurga kemiklerindeki kırık veya kaymanın, bu kemiklerin arasında süspansiyon görevi gören disklerin yırtılması veya tüm omurgayı bir arada tutan kas ve bağ dokularının hasar görmesine neden olduğunu ifade eden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, “Son derece hassas olan omurilikte zedelenme, buna bağlı kısmi veya tam felç oluşumuna ve ağrıya yol açabilir. Kimi zaman bu tür travmalar sonrası omurilikte ve sinirlerde bir hasar olmamasına karşın, 5-10 yıllık bir sürede omurgada kayma, eğrilik ve kamburluk gibi omurga bozuklukları ya da boyun ve bel fıtıkları ortaya çıkabilir” dedi.
Dr.Kılınçoğlu, omurga travmalarının en sık, solunum kasları gibi pek çok hayati organın komuta merkezi olan boynun üst kısmında, sırt ile bel arası bölgede ve belin alt kısmında oluştuğunu kaydetti. Travma sonrasında hasarın olduğu bölgede hissedilen şiddetli ağrı, hassasiyet, el veya ayaklarda karıncalanma, uyuşma ve kuvvet kaybı bir omurilik hasarının habercisi olabileceğini anlatan Dr.Kılınçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kimi zaman bu tür hasarlar bilinçsiz nakiller sırasında meydana gelir. Bu nedenle sebep ve yer neresi olursa olsun omurga ve omurilik yaralanması şüphesi olan bir kazazedenin sağlık personeli gelene kadar yerinden oynatılmaması, çok gerekli ise sırt üstü yatar pozisyonda düz ve 3-4 kişinin yardımı ile güvenli bölgeye taşınması; motor kazalarında yaralının kask ile taşınması ve kaskın çıkarılmaması önerilir” 
Omurga kırıklarındaki en önemli noktanın kırık omurga veya kemikten çok içinden geçen omurilik ve sinirlerin korunması olduğunu söyleyen Dr. Kılınçoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tür kırık şüphesi olan hastalarda nörolojik muayene, direkt röntgen, tomografi ve MR gibi radyolojik incelemeler ile kesin tanı konur. Dikkat edilmesi gereken nokta, bazen hiçbir bulgu vermeden de bu tür düşme ve kazalar sonrası bu tür kırıkların olabileceği ve yardımcı radyolojik incelemelerin mutlaka yapılması gerektiğidir. Son yıllarda gelişen tekniklerle tüm omurga kırıklarının ortalama üçte biri ile yarısı, iğneyle kırık kısmın onarılması şeklindeki tedavi yöntemi sayesinde tam olarak düzeltilebilmektedir. Perkutan kifoplasti ve vertebroplasti denen bu yöntemde, kırık kemik içine iğne ile girilerek ucundaki balon vasıtası ile kırık kemik eski haline getirilmekte, boşluk yapay kemik çimentosu ile doldurularak sağlamlaştırılmakta ve eski haline getirilmektedir. Hasta aynı gün içinde hastaneden taburcu edilerek hızla normal yaşantısına dönme şansını yakalamaktadır. Eğer omurga kemiğindeki kırık çok parçalı ise açık cerrahi ile metal vida ve çubuklarla desteklenmesi ve olası omurilik hasarının önlenmesi için gereklidir. Uygun hastalarda bu cerrahi işlem de yine iğne ile kırık onarımda olduğu gibi percutan yani ciltten küçük delikler açılarak da yapılabilmektedir. “

İzmir Haber

Editör: TE Bilişim