Mutfağınızdaki Gizli Hazine: Kırmızı Mercimek Mutfağınızdaki Gizli Hazine: Kırmızı Mercimek
Prof. Dr. Murat Ünal, Akdeniz Bölgesi’nin alerji üreten polenler, çiçek tozları açısından zengin bir bölge olduğunu kaydetti. Alerjik hastalıkların Türkiye içerisinde her yerde gözükmesine karşın Akdeniz'de, özellikle Mersin’de daha fazla görüldüğünü belirten Ünal, “Bu nedenle alerjik hastalıklar açısından riskli bir bölgedeyiz. Alerji demek aşırı duyarlılık demektir. Örneğin bir insan bir çiçeği koklar bir şey olmaz ama diğer bir insan aynı çiçeği koklar koklamaz aşırı derecede hapşırma, burnunda tıkanma, gözlerde sulanma gibi şikayetleri oluşabilir” diye konuştu.
Alerjinin en sık görülen şekillerinden birinin de saman nezlesi denilen burunda oluşan alerjik rint olduğunu vurgulayan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun dışında gözlerde oluşan alerjik konjonktivit diyoruz. Ancak bazen alerji boğaza, hatta gırtlağa kadar ilerleyebilir hatta ölümlerle sonuçlanabilir. Özellikle alerjinin alt hava yolları dediğimiz akciğer ve bronşlarını etkileyeni astımdır. Yukarda saman nezlesi, astım bunların hepsi aslında hava yollarının aşırı duyarlılığı hastalıklarıdır ve birbirleriyle geçişleri olan, birbirleriyle ilişkileri olan konulardır. Alerjik rint özellikle çocuklarda da görülebilmektedir. En önemli şikayeti aslında sürekli hapşırma, burunda kaşıntı ve burun tıkanıklığıdır. Bunlar olan kişilerde alerjiden şüpheleniyor ve daha sonra bazı testlerle bunları destekliyoruz.”

“ALERJİNİN KESİN BİR TEDAVİSİ YOKTUR”

Alerjinin kesin bir tedavisinin olmadığına dikkat çeken Ünal, “Zaman zaman alerjiyle ilgili bu tedavi ediyor şu tedavi ediyor ve geçiyor gibi bir takım yöntemler duyuyoruz. Bunlar doğru değildir. Şu anda alerjinin bulunmuş yüzde 100 tedavisi yoktur. Alerjide yapılan tedaviler bir bastırma tedavisidir. Sadece uzun süreli aşı tedavisi bazı alerjenlerde bu da 5-6 sene süren tedavidir tamamen o alerjene karşı sizi koruyabilir. Sadece aşı tedavisinin bu yönde ama uzun süreli bir tedavi sonrası böyle sonuç elde edilebilir. Onun dışında çeşitli yöntemlerin örneğin buruna çeşitli ışık tedavileri, lazer tedavileri yüzde yüz alerjiyi önlemez. Bunların alerji şikayetleri üzerine kontrolü kolaylaştırma etkileri vardır doğru ama kesinlikle ben burnuma lazer uyguladım ya da şu ışık tedavisi uyguladım yüzde 100 alerjim geçti diyemeyiz” şeklinde konuştu.

Çocuklarda besin alerjisine de dikkat etmek gerektiğini ifade eden Ünal, “Özellikle bazı besinlere karşı çilek, bal, süt ve süt ürünleri olsun bunlara karşı alerji olabilir. Çocukların abur cubur yemelerinden kaynaklanan çikolata ve çikolata benzeri ürünlere alerji gelişebilir. Ailelerin bu konuda dikkatli olması gerekir. Çocukları besin alerjisinden korumamız gerekir. Özellikle abur cubur yönünden çocuklar korunmalıdır” ifadelerini kullandı.

“ALERJİDE EN ÖNEMLİ TEDAVİ KORUNMADIR”

Alerjisi olan kişilerin özellikle bu dönemde tedavilerini alması gerektiğini belirten Ünal, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir takım nesneye, hayvana, havaya ve benzeri bir şeye alerjisi olanlar vücudun vereceği aşırı reaksiyona karşı tedavilerini bırakmamalıdır. Bunun dışında alerjide en önemli tedavi yöntemlerinden biri korunmadır. Eğer yapılan testler sonucunda spesifik bir şeye karşı alerji çıkarsa örneğin ev tozu, en sık gördüğümüz alerjik sebeplerinden biri bitkisel alerjenlerin ardından ev tozudur. Ev tozu dediğimiz aslında mikroptur, bir canlıdır. O canlıya karşı vücudun gösterdiği aşırı reaksiyondur. Bu biliniyorsa, bundan uzak durulabilirse alerjiyi kontrol etme yolunda çok büyük bir adım atılmış olunur. Bizde testlerde neye karşı alerji çıkarsa ondan uzak durulmasını öneriyoruz. Bu bir korunma tedavisidir.”
Editör: TE Bilişim